Ben çok sonraları öğrendim ki Halil Cibran aslında hristiyanmış. Lübnan asıllı mistik yazarın yada filozof mu demeli, yazım tarzı ise batıdan ziyade ortadoğu çizgilerini taşımakta. Bu ünlü eserinde de bir ermişin uzun bir süre kaldığı kenti terk ederken ahalinin aşk, evlilik, akıl, çalışmak gibi başlıklar taşıyan sorularına karşılık verdiği öğütleri bir araya getiriyor. İnsancıl, doğa ile uyumlu, sevgiyi salık eden hikayecikler elbette her okuyucuyu için huzur ve ders dolu bir deneyim sunacaktır. Yalnız böyle ve üstelik çok da satan eserleri okuyan insanlar ne derece bunları hatırlıyor ve hayatlarına uyguluyor, merak ediyorum doğrusu. Aslında bu sorunun cevabını hepimiz gayet net biliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder