29 Ocak 2010 Cuma
Joe Abercromie - The First Law I: The Blade Itself
Modern fantastik yazarlardan J.A.'nın First Law üçlemesinin ilk kitabı bildiğim kadarıyla hitap ettiği çevrelerde bir ilgi alaka uyandırmıştı. Bu uyanan alakanın ucundan kenarından nemalanma projem itibariyle yavaşlamasına gerçekleştirdiğim okuma sonucunda kendimi gayet iyi keyifli hissediyorum. Kitap yoğun bir şekilde karakterlere yönelmiş. En kuzeyden gelen barbarların efsanevi savaşçısı Dokuzparmak Logen, post-feodalleşme sürecindeki Birlik diye adlandırılan krallığın soylu askeri Jezal dan Luthar, güneyin esmer psikopatı kız savaşçı Ferro Maljinn en azından bu ciltte ikinci karakter olarak sergilenen rotacı geveze keşiş Longfoot ve büyücü çırağı Malacus Quai dünyanın en güçlü büyücüsü esrarengiz Bayaz etrafında tabiki de Bayaz'ın manipülasyonlarıyla bir araya geliyorlar. Yüzbaşı West, Logen'in çetesi ve elbette hayatı ironiyle yaşayan ,esir düştüğünde işkence ile sakat kalan ve hayattan her türlü zevkten mahrum bununla birlikte Birlik'in işkencecisi pardon sorgucusu olarak çalışan Glokta esgeçilemez. Bu karakterlerin kendi özelliklerine göre davranması güçlü bir gözlem yeteneğinin ürünü. Örneğin Logen'in doğal ortamından çıkıp şehire vardığında ağzı açık ayran budalasına dönmesini okumak ya da hiç istemediği halde bu arkadaş çevresine dahil edilen Ferro'nun diğerleri hakkında çıkarsanımlarını okumak ilginç detayları ortaya seriyor. Zayıflık tarafı yok değil tabi. Fantastik kurguda harita çizimine karşı çıkan yazar büyük bir evrenin şehirlerinden bahsedince biraz yitik hissediyorsunuz kendinizi. Neyseki internet ortamında fanın birinin yaptığı dolanıyor. Terazinin bir kefesi karaktere ağır basınca maalesef hikaye örgüsü hafif kalan tarafta yer alıyor. Evet, ülkeler savaşıyor, bürokrasi arasında binbir entrika. Ama arkada görünmeyen içinde büyücülerin yer aldığı büyük bir mücadele var. Ve bu sonuca ilk cildin sonlarına doğru ulaşıyorsunuz. Pek orjinal sayılmaz. Kanın, işkence detaylarının (Glokta tam adamım, amiri 10 dakika içinde bir itiraf istiyor ve Glokta adama sadece vaktim dar itiraf et diyor ve düşünmesine fırsat vermeden parmaklarını ince ince doğramaya başlıyor. Vallaha o anda John F. Kennedy'ye suikast yaptığımı bile itiraf ederim. Ha o zaman henüz doğmamış olabilirim. Lakin bu ince bir detay) hırla gittiği bu kitap ki bu yönüyle hitap ettiği çevre biz yetişkinler oluyor, açık grilik üzerine kurulu. Bayaz iyiliğin temsilcisi olarak görünüyor ama o da etrafında topladıkları da olabildiğince acımasız. Oluşturulan ırklar da ayrı bir sorun. Barbarlar germanik, Birlik şehir devletleri federasyonu şeklinde İtalyan, Hollanda rönesans dönemini andırıyor. Güneydeki Gurkha imparatorluğu Osman el Doşt tarafınan yönetiliyor. Anladınız..
spoiler
Logen kendini kuzeyin kralı ilan eden Bethod'dan kaçan grubuyla Shanka'ların (ki sonradan onların Kanedias tarafından ork gibi yaratıldığını öğreniyoruz) saldırısına uğrar ve gruptan kopar. Diğerlerinin öldüğünü düşünüp güneye yola çıkar. "Spirit"lerle konuşan Logen kendini br büyücünün aradığını öğrenir. Çırak Malacus onu bulur ve birlikte tabi kanlı bir macerayla Bayaz'ın kalesine ulaşırlar. Diğer yandan sorgucu Glokta artık direk sorgucuların başı Arc Lector Sulth'un emrine girer ve tüccarların komplosunu ortaya çıkarmak için ki ufak efek vergi kaçırma gibi yolsuzlukları yapan tüccarlar gerçekten hasta ve yetersiz kral'a karşı komplo içinde midirler bunu bilmiyoruz, çalışmaya başlar. İstediği itirafları zorlanmadan alırken süreç sonunda tüccarların odasınının tümüyle lağvedilmesine kadar varır. Bayaz'ın kalesine varan Bethod onun kendi emrin girmesini ister ve büyücüden ret cevabını çok açık alır. Sonra da Bayaz, çırağı ve Logen güneye Birlik'in kalbi Aduan'a yola çıkarlar. Birliği kral'ın altında yöneten kapalı konseyde yüzyıllardır boş olan koltuğunu almaktır amacı. Sulth ise bu konseyde kendi yandaşlarının ağırlık kazanmasını ister ve efsanevi karakterin aslında Bayaz kılığına girmiş bir sahtekar olduğuna inanır. Genç asker Jezal ise eskrim turnuvası için hazırlanmaktadır. Kendini beğenmiş bu karakter sonunda çalışmalarına konsantre olur ve bu arada West'in kızkardeşine aşık olur. Bir sorun vardır. West'in kızkardeşi Ardee soylu bir aileden gelmemenin üstüne çok rahat davranan katı davranış kurallarını takmayan bir kişiliktir. Ayrıca bu ilişkiye West de karşıdır. Sonunda Bayaz'ın gizli bir büyüsüyle turnuvanın galibi olur. Logen'in arkadaşları Köpekadam, Tul Duru, Kara Dow, Üçağaç, Asıksurat ve Forley En Zayıf Logen'in öldüğünü düşünürler , tekrar biraraya gelirler ve şef olarak Üçağaç'ı seçerler. Bethod'un Angland'ı almak için Birlik'e savaş ilan ettiğini duyunca Shanka istilasını haber vermek için içlerinde en güçsüz olan Forley gönüllü olarak Bethod'u uyarmaya gider ve öldürülür. Grup mecburen güneye Birlik yanlılarına katılmak için yola çıkar. Neyse şiştim, Maker diye tarih öncesinde güçlü bir adam var. Kanedias. Daha insanlar kabileler halinde yaşarken. Kardeşi Juvenes'i öldürür ve Juvenes'in ilk öğrencisi Bayaz da onu öldürür. Tabi yandaşlar da çarpışıyor. Maker'ın kulesini Bayaz açmayı başararak üzerindeki sahtekar damgasından kurtulur. İçerden bişiler alır felan. Açıkcası güneyde zalim Gurkha imparatorluğu da arka perdeden bu Kanedias'ın öğrencisi Khalul tarafınan yönetiliyor. Birlik de bir yandan kuzeyde savaş halindeyken diğer yandan güneyde Dagosta kentini istiladan korumaya çalışır. Bayaz etrafına oluşturduğu kümeyle tam yola çıkacakken Sulth'un saldırısına uğrar ve apartopar yola çıkarlar. Batı'ya. Sinirinden köpük köpük köpüren Sulth Glokta'yı Dagoska'nın başsorgucusu ilan eder. Dediğim gibi hikaye çok detaylı ve ilgi çekici değil. Ama sadece kişilerin içseslerini okumak bile bu kitabı keyifle okunur hale getiriyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder