29 Temmuz 2018 Pazar

Kaan Murat Yanık - Kalküta

Romanlarıyla adından söz ettiren Kaan Murat Yanık'ın kendi sözleriyle ilk ve belki de son şiir kitabı. Şiirlerin henüz birbirleriyle uyum içinde olgunlaşma sürecini tamamlamış olduğunu söylemek zor olsa da mitoloji ve tarihsellikten beslenerek büyülü gerçekçiliğin nehrinde ıslanıp geldiğini, yeri geldiğinde reali romantizmin süzgecinden geçirdiğini ve samimiyetini bilinçaltından gürül gürül akan bir sesle aksettirdiğini belirtmek mümkün. Yalnız okuyucuyu başka diyarlara götürme potansiyeli taşıyan öykü dilinin şiiri yaralarcasına sayfalara sızdığını da eklemeliyiz. Siyasi ve dini temaları çocuk şaşkınlığı ve isyanı taşıyan bir duyarlılıkla işlemesi büyük nutukların rahatsız edici tuzağına düşürmesini engelliyor şiirini. Velhasıl zamanın kumlarında damıtılacak  bir sınavın ardından şiirinin nereye evrileceğine dair merak uyandırmıyor değil. Son olmaması dileğiyle.

Gecenin doğusuna
Koşuyorum
Yıldızları yara yara
Günahlarımı asıyorum
Bir Bir
Ayın darağacına

Gecenin doğusunda
Hazin bir hüzün
Kaldırımsız sokaklarında
Bu siyah çölün

Gecenin doğusunda
Kırılmış aynalarda
Her biri ayrı güzel
Binlerce yüzün...

***

bu kadar merak etme geleceği,
yarısı gecedir, yarısı gündüz...
başka mevsim de doğuramaz,
bu kısır dünya;
bir yaz var, bir de güz...
***

bu eski trende,
bu kadar üşümek,
bugün için,
tenime kafidir.

***
bıçağın keskinliği değil, soğukluğudur
etimi kesen
ve
demir, onu döven insandan intikamını byle zamanlarda alır.

***

ey baştan aşağı güzel sevgili,
yüzünde savaş var şüphesiz...
iki gözün kılış çekmiş birbirine, dudakların için...
**

herkese vahiy gelir aslında, herkese taşıyabildiği kadarı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder