Güneye kaçmadan önce son bir kayıt daha gireyim dedim. Geleneksel sırt çantama eşya sığdırma mücadelesinden yenik düşmüşken bulduğum bu arada. Hep kitaplar yüzünden, kumsalda uzanarak okunan kitabın keyfi için bu mücadele değer doğrusu. Rap hip hop, daha önce fikrimi söylemiştim bu tür için. Metal gibi uçsuz bucaksız ve bugün olabildiğince popüler bir tarz. O yüzden vazgeçmedim, illa ki farklı alt türlerinden bir kaçı ilgimi çekecektir. Özet geçmek gerekirse ben hafif, gayriciddi, dans, house nakaratlı şeyleri seviyorum. Sofistike örnekler için sadece flow değil güfte de önemli olduğundan o örneklerle pek bağlantı kuramıyorum. Dil, kültür farklılığı filan. Oldukça sevdiğim Japon kültüründen ilham almış bir hip-hop albümüne de denk gelmişken kaçırmayayım dedim. Ağır bir şekilde Japon sinemasından ve müziğinden alıntılar taşıyan kayıt rap bölümlerine geçişlerde de görüleceği gibi düzenlemesiyle beni mestetti. Hatta itiraf edeyim rap kısımları olmasa da olurmuş. Sanatçının söyleme tekniği ilk şarkıda neyse sonda da o. Ağır tempoda, minimalist, hopidik nakaratlardan, sarsıcı iniş çıkışlardan yoksun. Bildiğin monoton yafu. Sabırlıysanız nüansların peşine düşebilirsiniz. Yine de bu tarz, samuray kültürü ile amerikan sokak hayatını benzeştirip zorlu hayata bireysel olarak tutunabilme mücadelesini anlatmaya uygun düşüyor. Ki mücadelenin sonu albüme ismine veren , onur samurayı öldürdü, cümle ile pek olumlu sonuçlanmıyor. Tam da bu arada onur ve samuray kültürü üzerine 1962 yapımı Harakiri isimli filmi öneriyorum. Titreyin ve kendinize gelin azcık.
7,0+/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder