Dünya tarikatı ve Phezzan eski derebeyinin anlamsız müdahaleleri ve hızlı ve mantıksız bir sürüklenmeyi takriben soğumaya başlamışken animeden, güzel toparladı ve bitti. Reinhard'ı dizi boyunca tutmamak elde değildi. Beklendiği gibi bir uzlaşma ile dizi sonlandı. Üstelik son bölümde yıldızlara elini uzatan çocuk figürü oldukça dokunaklıydı. Neyse ne, bittiğine sevindim bu maceranın da. Aklımda Attack of Titans var da seri sonlanmadığı diye biliyorum. Yeni bir animeye başlayacak enerji kalmadı bende.
Uzay Yolu 4. sezonu hakkında ne diyebilirim ki, artık akraba gibi oldum karakterlerle. Işınlamacıbaşı O'Brien core kadroda yer almalıydı bence. Normalde komedi filmlerindeki rolüyle çok sevdiğim Whoopi Goldberg maalesef konuk olduğu bölümlerde pek fark yaratamıyor. Ama egzantrik karakter Q çizilen itici karakterine rağmen benim sempatimi kazandı. Q'nün bu kadar üstüne gitmeyin yafu. Şu an izlediğim 5. sezonda da tanık olduğumuz üzere uzay fenomenlerine ve uyduruk teknolojik terimlere bel bağlanması arttıkça dizi sıkıcılığın pençesine düşüyor. Belki de artık bütçe gittikçe daralmaya başlamıştır, bilemeyeceğim. Sanırım bu sezonun sonunda da tıfıl Wesley nihayet akademiye kabul ediliyor. İzlemeye devam...
İlk kitabını da okuduğum Enginlik serisinin dizi hali de the Expanse namıyla Netflix'de gösterimde. Sadece ilk kitap değil devamını da ekranlarda izlemek mümkün. Belirttiğim üzere romanında hoşuma gitmeyen şeyler vardı. Dizi de buradaki açıklıkları kapamak için belki de olması gerekenden fazla müdahalelerde bulunmuş. Örneğin Holden ve tayfasının birbirine kardeşçe bağlılığını, Holden'ın doğruluğun peşinde hiç savrulmadan koşturmasını ve aşırı iyimserliğini dengelemek adına daha ilk bölümde ekip içinde gerilimler icat edilmiş. Bu kadar kavgaya çoktan birbirlerini boğazlamaları gerekliydi mantıken. Üstelik tam bir Hollywood klişes değil mi bu, stres altındaki grubun birbirine düşesi meselesi. Ha, burada kavga dövüş yine de can ciğer kuzu dolmaları. Diğer yandan Holden'ın bu davranışının köklerine inerek psikolojik bir sebep sunmaları şık olmuş. Ayrıca tonla yeni eleman ekrana taşınmış. BM'deki şu yaşlı teyze tam bir psikopat ve ben psikopatları severim. Miller hakkında ise kararsız kaldım, kuul mu değil mi diye. Aklıma gelmişken bu oyunculuk dünyasında bilimkurgu oyunculuğu diye yerleşmiş bir kavram mı var arkadaş? Biraz vasat, duyguyu geçiremeyen, yapmacık ve tutuk. Burada da sıkça karşımıza çıkıyor çünkü. Yine de, evet yine de, soluksuz bölümleri arka arkaya hüplettim, hakkını vermek lazım. Tempoyu, heyecanı iyi ayarlamışlardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder