4 Aralık 2009 Cuma

...aaaarrghh... - Ruhlar Fısıldıyor (2004)


Pentagram/Mezarkabul'dan sonra belki de yurtdışında adını en çok duyuran yerli grubumuz üstelik bu "başarıyı" ne bir promosyona ne reklama dayanarak gerçekleştiriyor. Albümleri internet aleminde beleş geziniyor. Konser vermiyorlar, belki röportajları bile sınırlıdır. İnsanların merakını gark ettiren şey ise tabiki ismi. ...aaaarrghh... Saçma felan demeyin. Metallica, Megadeth ne kadar mantıklı isimler? Merakı cezbeden marka değeri taşıyan bir isim bence. (içses: seni gidi pis kapitalist) Albümlerini dinleyenler ise iki zıt kampa ayrılıyor. Biri "ne bu bea! Darkthrone klonu, ıyykk!" derken diğerleri "ne bu bea! Darkthrone klonu, heyoo!" nağraları ile tepkide triplerine giriyor. Her zeki çevik , ahlak kısmı muğlak, metalcinin kolaycana idrak edebileceği gibi tepkiler aynı minvalde buluşuyor. Fakat Türk metalcisinin es geçtiği başka mühim bir konu var. Black metal Türkçe olur mu? Valla olmuş, biraz gark gurk tınlasa da. Forumlarda maytap geçilen cematin palyaçosu ilan edilen yerli dili yurdun malı black metalcisi bir anlamda ders vermiş görünüyor eleştirenlere. Acaba? Mevzuu aslında çok derin. Eleştirilerin etrafında pervane gibi döndüğü şey ise "karanlıkların efendisi" ekseninde dönen satanik sözlerin komikliği aslında. Bir de bunu yeniyetme blekçi havasında en satanik en şamanik propaganda grubu imajını kullanarak yapmak tüy dikici etki bırakıyor. Mevzu derin dedim. Kuzey Ormanı'nda Şanver usta'nın mükemmel şekilde ortaya koyduğu gibi (3 ytl-Mephisto , almayan Ajdar olsun) satanik imgenin müzikte kullanılması hristiyanların en illet olduğu kavramın öne çıkarılarak toplumun şoke edilmesine, ikiyüzlü ahlakla dalga geçilmesine dayanıyor. ( rock, punk, post-punk, elektronik'de Nazi imajının sık sık kullanılması örneğinde olduğu gibi) Eloğlu taa Fransız devrimi sonrasında hristiyanlığı baskı altına alarak rasyonaliteyi tanrı ile özdeştiren laiklik dinini topluma empoze etmeye çalışıyordu. Birkaç yüz yıl süren bir somutlukta dine karşı duruş (daha doğrusu din içinde reformizm ve sonrası) şekilleniyordu. Savunmak savunmamak doğrultusunda laf etmiyorum burada, saptamalar etrafında geziniyorum. Bunun sonucunda anca 70'ler sonu 80'ler başı tamamiyle hristiyanlık öğretisi içinde metalciler satanik simgeyi kullanmaya başladı. Ve sound olarak da 90 başı black metal kurumsallaştı. Dolayısıyla yurdum insanı bu aşamaları hiç geçmeden batıdan black metal'i birebir kopyalamaya çalışırsa elbet komik duruma düşer. Pragmatik bir çıkış yolu yok da değil. Black metal'in depresif naturel nihilist yönünü ele almak. Tıpkı bu grup, Groza gibi daha saygı duyulan misaller verilebilir. Diğer yandan yok ben bu toprakların karanlık sularından beslenecem, şamanik olacağım derseniz yüzyıllara dayalı batının seküler (ki pratikte ecnebiler bu kavramı bariz dinsizlik ya da agnostizm olarak algılar, yine de kültürel olarak hristiyanlıktan vazgeçmeden) geçmişini bir kez daha hatırlatırım. Zor zanaat netekim, müzik sadece müzik değil ki.
Bu albüme geri dönersek sound soğukluğu ile A Blaze in the Northern Sky çalışmasını hatırlatıyor. Albümdeki tek sıcak parça aynı zamanda hoşlandığım Ebedi Yalnızlık oldu. Derinlerde'nin içine gömülmüş rif çok dadlu. Cenaze de fena değil.

6,50+/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder