Uzaktan False In Truth'a denk geldim. Pek yaklaşmadan kulak kabartınca hala hoşlanamadığımı kavradım. Kendilerinin söylediği gibi coverları dinlemek daha hoşdu.
Moribound Oblivion'un herhangi bir albümünü dinlemektense konserde dinleyip bir yargıya varmak istemiştim. İlk bir kaç parça boyunca sahnenin oralarda oyalansam da bir bakıvermişim kendimi en uzak köşede bulmuşum. Korkuyorum gibi nefret/sevgi hissini aynı anda tadabileceğim parçayla başarılı bir şekilde konserlerini bitirdiler. Ama hala bu boyalı yüzler hakkında bir karara varamadım.
Karanlık çökerken Soul Sacrifice sahneye çıktı. Başarılı hatta brütal bir performansla fanlarına pogo vs. yaptırttılar. Seyirci ile iletişim yer yer yalakalık sınırlarını zorlayıp samimiyeti sorgulatsa da iyiydi ve DT öncesi programa seçilmeleri iyi bir seçim olmuş.
Anatolia albümünü baştan sona çalan Heyy DJ'e selam. Lakin Marilyn Manson çalarak , üstüne üstlük Hayko Çepkin çalma gayretiyle milletin tepkisini çekti.
DT üzerine bir şey söylemeye pek gerenk yok. Sahnede eğlenen bir grubun elektriği seyirciyi de etkiliyor. Kısacası bu. Bu arada pogo yapan pehlivanlara kızsak da eğleniyolar, tepki göstermemek lazım. Kafalarını kolarını kırmaları beni ilgilendirmez de moshpitin kenarında suçsuz masum mavi gözlü konseri dinlemek dışında hiç bir amacı olmayan ( küçük emrah modu) izleyicilerin üzerine hücum etmeleri çok saçma ve istenmeyen sonuçlara yol açabileek bir davranış. Bu yazın konser sezonu oldukça tatmin edici başladı. Darısı diğerlerinin başına.
///
Milli takımımızın Almanya maçında Almanlara sahayı dar etmelerini izlemek süper zevkliydi. Sağlam kalp gerektiren bu maç sonrası suçlanacak adam arayan birileri Rüştü'yü öne sürdüler yine. İlla birileri suçlanacaksa yeteneği ve hata potansiyeli ile yeri belli olan Rüştü değil takımını yalnız bırakan Volkan olmalı. Naçizane görüşüm bu.
Takıma, destekleyene , herkese teşekkür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder