27 Ağustos 2021 Cuma

Neal Stephenson - Anathem


 Öncelikle siber punk türünün  öncü romanlarından Neuromancer'ı kaleme alan  William Gibson ile karıştırarark bu İngilizce romanı satın almış bulundum sahaftan. Bu arada yazarın eserlerinin çoğu dilimizde de bulmak mümkün. Bilim kurgu ve fantastik kurgu alanında çeviriler son yıllarda büyük bir atak yapmış durumda, öğrencilerin maddiyat, biz çalışanların da zaman kısıtı bu eserlere ulaşmamızı engellese bile halimize şükretmemiz lazım. Hızlıca Anathem'e geçelim. Sadece kalın bir kitap değil bilim ve felsefeyi temel alan hatta teoremleri açıklayan ekleri içermesiyle hayli zor bir kitap da. Ama işin esprisi , değişik tarafı da bu. Çok olumlu tepkiler almış. Zaten yazarın kaleminden de mahareti anlaşılmakta. Yine de ben eleştirecek şeyler bulmak da başarılıyımdır ve bu eser de azade değil. Başlangıcı çok yavaş ilerliyor. 200. sayfa da -ha bir şeyler ters gidiyor, 300. sayfa da evet tehdit hissediliyor diyoruz. 900. sayfaya kadar bayağı bir yol var yani. Farklı bir evren ve kültür kapsamında normalde çok sevdiğim ana temayı besleyen hikaye , tarih ve mitolojiye yer verilen yarı-dağınık anlatım tekniği bu uzun girizgahı gerektiriyor. Diğer yandan da arkadaş grubundaki karakterlere de ısınmamız lazım. İşte diğer getirdiğim bir eleştiri de burada şekilleniyor. Karakterlerin bir çoğunu layığıyla hissedemiyorsunuz. Ağır ağır ve hatta uydurma ve bilimsel terimlerle dolu bir İngilizce ile okumama rağmen , yani yeterince özümsediğimi düşünüyorum hikayeyi ve karakterleri, yine de bir çoğu ilgimi çekmedi. Üstelik manastırlarda (gibi)  kalanların oluşturduğu ve diğer insanlarla iletişimi nadir olan teorik bilimsel dünya ve teknolojinin ağırdan işlediği sıradan insanların dünyası ayrımı da alternatif bir gerçeklikte de olsa inandırıcı değil. Sonu da oldukça ılık bitmekle beraber gizeme dayalı kurgusu metni okutmasını biliyor ve keyifli bir okuma sunuyor. Kısacası bilim kurgu ve fantastik kurguyu felsefe, mühendislik ve bilimle pekiştirerek ileri bir okuma beklentisi içinde olanlara ilginç geleceği kesin.

Sürprizbozup keyif kaçıran detaylar da içeren özet şu: Arbre diye bir gezegen var, 5000 senelik yazılı bir tarihi olmakla beraber sıradan insanların seküler dünyası ve bilim insanların oluşturduğu dünya arasında ve kendi içlerinde savaşların, soykırımların, mücadelelerin sebebiyle bu tarihin içeriği tam hatırlanmıyor. Teknolojik olarak ileri bir seviyeye ulaşılan hatta tüm dünyada farklı gerçeklikleri harekete geçirip tarihi değiştirebilecek insanların dahi damgasını vurduğu bu geçmişin gölgesi konunun geçtiği döneme sıkı teknoloji kontrolü şeklinde belirmiş, zorunlu bazı kurallar dışında bilgisayarlar bu manastırlarda yasaklanmış örneğin. Manastırlardaki eğitim teori ile sınırlandırılırken  Seküler dünyadaki teknolojik seviye bizim dünyamıza benzeyen bir hal almış. Gemi, roket, cep telefonu ve araba var ama isimleri bir değişik. Jeejah, dört tekerli götürgeç gibi. Manastırlardaki yaşam farklı felsefelere dayanan tarikatlar ki organizasyon, disiplin, kıyafet ve kültürleri kopyalasa da aslında çoğu dine inanmıyor ile dış ve iç dünya ile temas sıklığına dayalı düzen tarafından belirlenmiş durumda. Yani baş karakterimiz Erasmas, onyıllıkçı (yani her on senede bir seküler dünyaya çıkıyor, dışarının bir havasını alıyor) ve Saunt Edhar tarikatından. Romanın güzel tarafı Erasmas'ın süper insan olmaması. Bir kolektifin parçası olarak müdahalesi yer almakta akışa. Arkadaşları ile manastırda takılırken akıl hocası anathem denen ayin ile manastırdan atılıyor. Çünkü geçici bir süreliğine yasaklanan gözlem evinde yıldızları gözlerken yakalanıyor. Bizim arkadaş grubu da atmosferde bir gariplik seziyor ve gizlenen gerçeğin peşini kovalarkene seküler dünyadan çağrılar başlıyor. Gereksinim olduğu takdirde manastırlardan kişiler dış dünyanın politikacıları tarafından çağrılıyor. Birer ikişer derken en sonunda bizim arkadaş grubu da global bir sorun için toplanan konvansiyona katılmak üzere yola çıkıyor. Ama Erasmas daha önce kovulan akıl hocası Orolo'yu bulma derdine dünyanın öteki ucuna gidiyor. Tabi yolda akrabası bir kadın, onun yavuklusu, manastırın bilgi işlemcisi, dışarıdan değişik dinlere ait fanatik insanlar da gruba katılıyor. Anlaşılıyor ki yavaş yavaş, dıdıdıdın -- atmosferde bir uzay gemisi var. Diğer yandan bu uzay gemisine yapılan keşif gezisi seküler dünyadaki dini liderin uzaylı gemisinden ölüsü gelmesiyle başarısız oluyor. Uzaylıların amacı bir muamma. Neyse grup Orolo'yu arkeolojik kazının yapıldığı tarihi bir manastırda buluyor. Uzaylı gemisinden bir roket iniyor ve onlara benzeyen, fiziken, bir kadın 4 kan tüpüyle ama öldürülmüş bir şekilde roket içinde bulunuyor. Hemen arkasından da uzaylılar meteor fırlatarak Orolo'nun ve pek çok kişinin ölümüne sebep oluyor. Anlaşılıyor ki uzaylılar da aynı gemide olsalar da 4 farklı ırktan müteşekkil ve kendi içlerinde de Arbre hakkında tutumları nedeniyle fraksiyonal ayrılık yaşamakta. Askeriye kalanları topluyor ve toplantı merkezine taşıyor. Orada uzaylıların amacı konusunda beyin fırtınası toplantıları yapılırken uzaylıların sanki bir tarikat mensubu gibi merkeze sızdığı anlaşılıyor. Onlar da binyıllıkçılardan yani quantum felsefesine uygun şekilde gerçekliği değiştirebilecek kişilerin varlığından endişeliler. Bütün olanları anlatmanın imkanı yok, bir grup gizlice uzaylı gemisine sızıyor. Aslında midelerinde son çare olarak biyolojik bomba da taşıyor durumdalar. Ekip içinde binyıllıkçı biri de var. Ve gerçeklik de değişmeye başlıyor. Binyıllıkçı kendi hayatını feda ederek olası en barışçı çizgide yeni bir gerçeklik yaratıyor. Aslında mevzu şuymuş. İsimlerle kafa karıştırmaya gerek yok. A evreninde bir ırk kendi dünyalarını savaşlarla mahvediyor, içlerinden bir grup uzaya çıkıp geçmişe dönmeyi deniyor. Ama evren her zaman yolculuğu denemesinde kendini koruyor ve gemiyi başka bir evrene taşıyor. B evrenindeki gezegeni bu sefer, geminin varlığı karıştırıyor. B ırkı gemiye yerleşiyor C evrenine ki bizim dünyamız oluyor sonra da D evrenine gidiyorlar. Gemide de iki fraksiyon oluşuyor. Son geldikleri evren de Arbre ve aslında anlaşılıyor ki çoklu boyutlar teorimine göre diğerleri Arbre'nin gölgesiler . Yani onların yolculuğu da neredeyse dini bir görevle en mükemmel evreni arayışa dönüşmüş. En sonunda dört fraksiyonun barış görüşmesi yaptığı, Orolo'nun aziz ilan edildiği, kahramanımızın sevdiği kızla evlendiği mutlu son.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder