Adaletin içinde bir zalim oturur.
Neredeyse travmatik denebilecek bir ayrılığın hemen arkasından yazılan şiirler tıpkı slogana bağlamış politik eleştirel şiirler gibi risk içeren bir tarzı ifade eder. Çünkü okuyucu olarak o ruh halini okuduğunuz esnasında paylaşıyor olmalısınız ki sizin de yüreğinize dokunsun. Diğer yandan da işitsel anlamda şiirin naifliği de zedelenmiş oluyor. Ama şiir naif olmak zorunda mı sorusu ayrı bir tartışma konusu. Bu cihetle açıkça söylemek gerekirse şairin en sevdiğim yapıtları arasında yer almayacak bir çalışma.
Annen seni inkar etmişti
Aldım etime dokudum.
***
bırak soğusun parçaların
tekrar bitiştiğinde
başka bir şey olacaksın
***
Ben seninle sevgilim
Mutsuz ama bahtiyardım.
***
Birazdan öleceğim, içeceğim su nerde?
***
Bir dalda iki kiraz gibi
aşk ile öfke arasında
yanayana.
Dursun bu aşk. Aşk, mola!
Ey yaban!
ayaklanacağım
ayaklanacağım!
Dizlerimin bağını bağla.
***
Önümsıra yürüyordu yol ve içimde yan yatmış dağlar.
Açtı içimi, biri gördü, zamanın gümüş simi
ve keskin kristal ağlar.
***
Ankara,
Kekliğinim, boynumda bir siyah halka.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder