Bu öykü kitabı beklediğimden daha az eleştirel gerçekçi bir duruş sergilemekle birlikte fakirlik, yandaşlık, peşin hükümler, iletişim eksikliği gibi konular da toplumsallık içinde değil midir zaten? Tema tekrar tekrar bu öğeler etrafında şekillenirken biçim arada farklılık gösteriyor. Gazetelerde eskiden çok okunan fıkra yazarlarının kalemiyle gözleme dayalı bir yol sıkça izleniyor. Hatta bazı öykülerde yazar gözlemlediği karakterlerden ilhamla hayatlarını kurgulamakta Yine de ucunu açık bırakmayıp bu karakterlerle hikaye sonunda iletişime geçiyor ve hayal ve gerçek arasındaki farkı vurguluyor, yazar. Ayten karakteri hakkında yazdığı bir kaç öyküyü arka arkaya okuyunca Orhan Kemal'in kaleminin roman ürününde daha kuvvetli olduğunu anlayabiliyoruz. Kendi kızının harçlığından çalmak zorunda kalan baba (Hırsız), yalancılığıyla farklı bir hayal dünyasında yaşadığı ortaya çıkan bıçkın delikanlı (Santimci), Hacca götürdüğü adayların parasını dolandıran namus bekçisi (Delil) gibi karakterler yazarın kurgudan çok karakter yaratımında hiç de zorluk çekmediğini göstermekte. Yıllardır değişmeden süregelen bu toprakların insanları yani sözkonusu olan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder