sır ol: puhu ya da mâr
bir kanatlı yılan
yüzüme hohla yeryüzünü
(hüseyin ferhad)
bahçedeki ağacın ormana feryadı
o başlangıçta buluyor suretini
savruluyor sonra sırtını alıp rüzgarını
(soner demirbaş)
avcumda gezdirdim balığın birini.
bak dedim
buralar çarşı pazar
bunlar evimiz
buralarda oturur gökyüzünü bekleriz
buralarda dalıp gideriz hayata
şuralar hep martı sesi
şuralar gecemiz gündüzümüz
benim hikayem böyle olunca böyle.
tanıştığımıza memnun oldum.
ses etmeden dönelim hayatımıza
sen suya. ben suyun düşüne.
(turgut baygın)
--------------------------------------------
bu kadar yüksekten ancak düşerek inerim (hakan keskin, barış bıçakçı'dan alıntılıyor, o da belki başkasından...)
henüz çocuktum, içimde kuşlar ölürdü, düşler ölürdü
kırış kırış teni ruhumun, bir kadeh daha...
(umut köksal)
mektup (emrah sağlam)
damacanalara tecavüz eden adamlar
sokakta öpüşmemize bile karşı çıktılar,
çıksınlar;
biz
onları
da
öperiz...
(toprak şems tezcan)
-çehren ekonomi-politiktir
(enes kalem)
---------------------------------------------------------------------------
Bende kalp var. Dizelle çalışır
(özgür göreçki)
yalnızlık ve bütün bunlardan korunmak için neşe var: alaycı neşe, saldırgan neşe
(inanç avadit)
herkes
kalbini inandığı davanın kurşunuyla doldurmkata
(enes kurdaş)
---------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder