Saydam gökdelenlerin herhangi birinin terasında, evrendeki son yıldızın ölümünü seyreyleyen yitik bir medeniyetin son gözcüsü gibi. Biliyor ki o yıldızın son dem ışınları ölüdür bin yıllardır tıpkı kendi kaderi gibi.
Ve karanlık bir perde iniyor yavaş yavaş ve zifiri.
Yıllardır hayal ettiğim, umut ettiğim bir müzik sonunda karşıma çıkmış bulunmakta. Ağır ve daha ağır tempolu parçalar mutlak yalnızlığı neredeyse rastlantısal piyano, alto saksafon ve cazcı bateristlerin dokunuşuyla dinleyiciye yansıtıyor. Parçaların kendine has çeşitliliği sağlayamamış olmaları bir eksiklik. Bu yüzden de grubun en kötü albümlerinden biri olarak düşünülüyor. Yani geri kalan albümleri bundan da iyiymiş, bak bak. Şimdi heyecanlandım işte. Bay Tanrı'nıza katık olsun diye...
7,75/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder