İsmi ile dikkat çeken ve mantık yürütme çalışması başlatmamıza sebep olan kitap, Chomsky kadar olmasa da belli bir tanınılırlığa sahip anarşist teorisyen Bookchin tarafından 1987'de ilk kez yayımlandı. Çevreye uyumlu bir anarşizmi, bazı Marxist paradigmalarla kurmaya çalışan Bookchin, Toplumsal Ekoloji adıyla bilinen düşünce sisteminin kurucusu olarak biliniyor. Yazar, bu akım aracılığıyla ulus devletin ve merkezi yönetsel anlayışın belediyeler üzerinde yükselecek yerel bir yönetim programı ile ikamesini hedeflemekte. Yazdığı bu kitap ise sosyolojik açıdan gittikçe büyüdükçe ve sakinlerine yabancılaştıkça kentsel fonksiyonlarını kaybeden kentler aracılığıyla konunun irdelenmesinden ibaret.
Yapıtın ilk kısmı amaçlananın aksine kafada daha fazla soru oluşturacak şekilde, kondeferasyonlara dayalı yerel yönetim anlayışının tarihsel süreç içinde varolduğunu ve şu an ve gelecekte varolma mümkünatının olduğunu/olacağını kanıtlamaya çalışıyor. Kitapta temsili sisteme dayanan cumhuriyetçilik, devlet gibi iktidar yapılarıyla birlikte reddedilip eski Atina'dan ortaçağ komünlerine ve nihayetinde Abd'nin kuruluş aşaması dönemlerindeki New England kasaba meclisleri ve doğrudan halk demokrasisi örnekleri büyük bir iyimserlikle aktarılırken, tüm örneklerin batı kültürü üzerinden verilmesi ya da kullanılan dil Avrupa merkezcil bakış ve Fransız rasyonalizmine bağlılık derecesi konusunda kafa karışıklığı yaratıyor.
Kitabın ikinci kısmı ise somut olarak günümüzdeki hedefi gösterdiği için daha net. Evrensel bir doğrular silsilesi sunamayacağını belirten yazar, görüşlerini belirli bir çerçevede sunduğunu, toplumlar arasında uygulama ve ulaşma konusunda farklılıkların öğreticisi olamayacağını ima ediyor. Marksizmin burjuva ve proletarya arasındaki sınıf savaşı teorisi yerine kentleşmenin iradi ve kültürel bir sebep, din, ile başladığını (Göbeklitepe örneğini yazar henüz bilmiyordu kitabı yazarken) ve savaşımın merkezi yapı savunucuları (dönem dönem feodalite, krallık yanlıları, aristokrasi, büyük burjuva) ile alt tabaka halk arasında olduğunu belirten yazarın kitapta altını çizdiği diğer hususlar şöyle:
-Devletin yerine belediye meclislerinden oluşan konfedere bir ağın getirilmesi
-İktisadi kuruluşların işçi yada devlet kontrolüne bırakılmayarak bağlı olduğu yerleşim biriminin/meclisinin eline bırakılması. Bu sayede küresel olarak birbirine ihtiyaç duyacak yerel birimler, eşgüdüm ve planlama görevini yürütecek bir üst kurul etrafında/konfederasyon çatısı altında birlik oluşturacaktır.
-Ani bir devrim stratejisi yerine hazırlanma sürelerine ve bilince dayalı bir süreç mevcuttur. Strateji devlet kurumları yerine önce ikili iktidarın alttan oluşturulması daha sonra zayıflayan devletin herhangi bir andaki çatışma döneminde yıkılacağına dayanmaktadır.
Devletin bu sürece seyirci kalmayacağı gibi bir nokta es geçilmektedir. Ama es geçilmeyen bir nokta yerelleşmenin içine kapanık hatta faşist yerel birimlerin oluşmasına sebep olma riskinin herzaman bulunduğunun kabullenilmesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder