18 Ocak 2009 Pazar

Kamelot - The Black Halo (2005)


Power-progresif tarzında ismini duyuran grubun 8. albümü özellikle yeni dinleyenlerin de yorumlarıyla en iyi ürünleri olarak lanse ediliyor. Halbuki birbirinden farklı parçalardan oluşan Fourth Legacy ya da şimdiki tarzın başlangıcını temsilen Karma daha bir niteliklidir benim için. Grubu türü içinde öne çıkaran önemli faktörlerden biri de Roy Khan'ın pamuk vokalleri. Ayrıca grup başarısını büyük ölçüde Thomas Youngblood'ın fikirlerine borçlu.
Daha önce kullandıkları Faust konsepti üzerine işlenen albüm Shagrath destekli March of Mephisto ile açılıyor. Güzel bir klibi de olan parça nedense 3 bilemedin 5 dinleme sonrası özelliğini kaybetmeye, tekdüze sarmaya başlıyor. Düet yapılan diğer bir parça da Epica vokalisti Simone Simmons ile söylenen The Haunting. Parçalar genelde senfonik, orkestral ve epik daha doğrusu senfonik bumbastik öğelerle süslü. Örneğin Soul Society'nin sonlara doğru şenlenmesi gibi. Her konsept albümde olduğu gibi kısa ara fasılları ve uzuuun epik bir parça içeriyor Black Halo da. İkinci Interlude, Cirque de Soleil'i hatırlatarak müthiş ilgi çekiyor. Epik ve de uzun olan için de Memento Mori diyebiliriz.
Başından sonuna beni tatmin eden parçaları ise When The Lights Are Down, Moonlight ve Nothing Ever Dies ( dust to dust, ashes to ashes alıntısını içeren parçalar genelde iyi çıkar) olarak sayabilirim. Memonto Mori hikayenin final sahnesini temsilen bol bol tempo değişikliği, duygusal ve melodik içeriğiyle oldukça iyi. Son parça Serenade ise içerdiği bir rifle bana Steel Prophet'i hatırlattı.
Oya gibi işlenmiş, düşünülmüş taşınılmış, üzerine emek edilmiş olmasıyla mükemmel bir yapım Black Halo. İşte beni rahatsız eden de bu.

8,25/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder