26 Haziran 2010 Cumartesi
S.M. Sterling - The Peshawar Lancers
Müthiş bir konunun basit kurguya nasıl yenik düşebileceğinin güzel bir örneği bu kitap. Alternatif tarihle ilgili konusuyla kült bir okuyucu kitle bulsa da ben bunun iyi yönetildiğini düşünmüyorum. 1880'lerin sonu.. Rusyadan ABD'ye Avrupa üzerinden bir dizi meteor yağar. Dünya medeniyetinin beşiği olan bu bölge üç-beş sene süren atmosfer değişimi ve buna bağlı kıtlık neticesinde kısa sürede kaosa sürüklenir. Ancak geriye yamyamlık seviyesine düşerek ayakta kalabilen topluluklar kalır. Diğer bölgelere ise politik ve ekonomik çalkantılar hakim olur. İnsanlık bir miktarcık geriye gider yani. Ancak İngiliz başbakanı Disraeli İngiliz halkını sömürgelere göçettirerek merkezi Hindistan'da olan ve Güney Afrika'dan Avustralya'ya yayılmış büyük bir imparatorluğu devam ettirir. Uzakdoğuda Çin-Japan İmparatorluğu, Orta Asya'da şeytana tapan Ruslar ve ortadoğuda Şam Halifeliği rakipleri oluştururken merkezini Kuzey Afrika'ya taşıyan Fransa tek müttefikleridir. 2000'li yıllarda ise dünya hala bugünün modern teknolojisinden uzaktır. Zeplinler uçağın yerini almıştır örneğin. Akıl alıcı bir altyapı değil mi? Şimdi ise gelelim negatif faktörlere. İngilizcesi ağır ve Hintçe başta olmak üzere pek çok jargon ve terimler rastgele kullanılıyor. Makine motor tariflerinde teknik terimlerin ayrıntısı ile yer alması da çok sıkıcı. Eminim anadili ingilizce olan biri için bunlar fevkalade öğelerdir. Benim için hayır. Hikaye örgüsü ise en basit fantastik kurgu romanından aşırılmış gibi duruyor. Rusların şeytani tarikatının manyak bir üyesi geleceği daha doğrusu olasılıkları görebilen rahibeler sayesinde iki kişiyi öldürürse dünyanın sonunu getirebileceğini öğrenir. Peşaver mızrakçılarına liderlik eden bir İngiliz subayı ve onun astronom kızkardeşini. Bu kişiler de İngiliz kraliyet ailesiyle haşır neşir olur. vs.. İyi kahramanlar hep iyidir, doğru seçimler yapar. Barbar Conan gibiler. Ayrıca kullanılan dilin hayli ötekileştirici olduğunu söylemeliyim. İnsanlar dinlerine ve milletlerine göre genelde sıfatlarla tanımlanır. Çapulcu Afganlar, sadık Sihler ve Nepalli askerler, biraz da neo-kolonyalizm havasını okuyucuya hissettirebilmek hedefleniyor, bunu anlayabiliyorum. Amma ve de lakin her şeyi bu kadar masumane de düşünemem.
Bitirdim aylar boyunca sürüne sürüne bitirdim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder