6,75-/10
27 Şubat 2025 Perşembe
Nala Sinephro - Space 1.8 (2021)
Zihnen yorgunum. Türkiye'de nefes almanın bile bir bedeli var. Bir toz tanesinin ağrlığı... Bu haleti ruhiyeye denk düşen bir müzik bu. Genç sanatçı bu ilk çalışmasında daha çok beste, düzenleme, efektler ve synth üzerine maharetini sergilemekte. Çok alışageldik bir albüm değil yani. Nu jazz diyeceğimiz fon müziğini saksafon, davul, bas, piano gibi enstrümanlar renklendirmekte. Çağdaş bir ses, elektronik temalar sentezin asli parçası. Dinlenme maksatlı daha çok. Çok ses getiren bu ambiyans caz kaydın gücü beni pek de sarsmaya yetmedi. Böyle söğüt dalları gibi narin güzel salındım sadece. Ancak ve de lakin dinleyeni minimal ve bol tekrarlı bir melodiyle uzayda seyahate çıkaran son şarkı için şapka çıkarılır.
24 Şubat 2025 Pazartesi
Brian Wood/Matthew Woodson - Kuzeyliler: Avlanma , Jared Muralt - Hellship
Kuzeyliler: Avlanma tek sayıda biten kısa ama çizimleri şölen, basit bir hikaye. Kışın zemherisinde bir geyiğin peşinde avcı daha da kuzeye savrulurken av ve avcı arasında inadın ilk nerede kopacağını takip ediyoruz. Diğer yandan av ve avcı kışın zor koşullarında doğa ile de inatlaşmaktadır. Anladığım kadarıyla sanal alemde çevirisi yapılarak okumaya sunulmuş kaçak bir yayınla karşı karşıyayız. Ve aradım taradım nereden bulduğumu bulamadım. Büyük ihtimalle yandex paylaşım dosyalarından olsa gerek.
Hellship yani cehennem gemisi, 2. dünya savaşında japonların esir aldıkları amerikan askerlerini taşıyan gemiler için verilmiş bir isim. Pasifikte birbirleriyle Japon öldürmece yarışan küstah Abd'li pilotlar da böyle bir gemiye rastlar ve yanlışlıkla tüm tutsakların ölümüne sebep olur. Çehre çizimlerinin kötüye yakın olduğu grafik roman ayrıca gereksiz sayfa sayısıyla da dikkat çekiyor. Bu da yine sanal ortamda tercüme edilmiş görünüyor.
Hellship yani cehennem gemisi, 2. dünya savaşında japonların esir aldıkları amerikan askerlerini taşıyan gemiler için verilmiş bir isim. Pasifikte birbirleriyle Japon öldürmece yarışan küstah Abd'li pilotlar da böyle bir gemiye rastlar ve yanlışlıkla tüm tutsakların ölümüne sebep olur. Çehre çizimlerinin kötüye yakın olduğu grafik roman ayrıca gereksiz sayfa sayısıyla da dikkat çekiyor. Bu da yine sanal ortamda tercüme edilmiş görünüyor.
23 Şubat 2025 Pazar
Old Man's Child - The Pagan Prosperity (1997)
İşte bu! Grup ikinci albümü ile melodik black metal kulvarına tam anlamıyla yerleşiyor. Bugün bayatlayan ama o zamanlar çok revaçta tonlarda keyboard da destek rolünde, uygun muhteviyatta kullanılıyor. Kayıt daha başta enerjik açılıyor ve bu çok önemli bir detay. Millenium King, Doommaker, Return of the Night Creatures gibi parçalar albümü şereflendiriyor. Evet, vokaller gelgitli. Olur öyle şeyler. Hareketli ve kolay alışılır tekrar edilebilir bestelerle o vakitlerin güzel bir fotoğrafı çekilmiş olunuyor.
8,0/10
22 Şubat 2025 Cumartesi
Roland Barthes - Bir Deneme Bir Ders: Eiffel Kulesi ve Açılış Dersi
Göstergebilimin öncü isimlerinden Roland Barthes'in birbirinden bağımsız 2 denemesini birleştiren bu eserin konusu Eiffel Kulesi ve College De France açılışı için verdiği ders. Mehmet Rıfat'ın da sunuşunu yazdığı kitabın ilk makalesi sanatsal bir açıdan Eiffel Kulesini odağına alarak kuleden Parise panoramik bakışın izini sürüyor. İnşa sürecinde geleneksel estetiğe aykırı duruşun yatırdığı toplumsal infial ile modernizmin simgesi olması, teknik olarak da nesne kimliğinde demir yapısıyla imkanları zorlaması yoruma tabi tutulmuş. 1977 yılında Edebiyat Göstergebilimi Kürsüsü'nin açılış dersinde iktidarın iktidar-dışı bir yerde olsa bile , yapılan her konuşmada her söylemde gizlendiğini belirtiyor. Hiç bir zaman yıkıma uğramayacak iktidar söylev veren dilin içinde boyun eğdirici bir rolde betimleniyor. Yani kısacası dil iktidarın hizmetindedir. İktidar-dışı dil için mücadele alanı da edebiyat olarak belirliyor yazar . Edebiyat gerçekliktir, gerçeğin ışıltısının ta kendisidir. Dilin iktidarına karşı tek başına mücadeleye girişmiş yazarların hiçbiri, dilin iktidarı altına girmekten kurtulamamışlardır. Yazar sadece ayak direyebilir veya artık çok geçse kendi eserini yadsıma yolunu seçebilir.
Rammstein - Zeit (2022)
Rammstein, her şey aynı ve her şey daha pop. Yavaş yavaş sönümleniyordu. Ama bir o kadar dimdik ayaktaydı. Biraz heyecanlandırıyordu, biraz da uyutmayı ihmal etmiyordu. Bir kuleydi göğe yükselen ve bir siloydu yeri delen. Bir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler oldu. Üstelik terbiye bozmaya devam ediyorlardı. Ototune'ü de ilk kez duydumdu kendilerinden. Hiç de ayıplamadım. Çünkü delilere ne yakışmaz. Bir hesap makinesi, yeşilinden dolar banknot ve yalan dolan... Hatırlayalım konumuz Rammstein. Onların da eline bir baston, üstüste giyilmiş basma etekler ve yüzlerinde hep bir gülümseme.
Not:Olafur remiksi... özlemişim dinlemeyi Olafur Arnalds'ı.
7,0+/10
20 Şubat 2025 Perşembe
RETRO: Özlem Tekin - Laubali (1999)
Özlem Tekin'e genç iken aşık biri olarak her albümünde farklı işlere imza atmasını da delidolu hallerini de pek sever idim. Tıpkı Kokoreç gibi albüme adını veren gülünç pop şarkılarıyla da hiç bir problem yaşamam. Ayrıca arabeske boğulup can çekişen pop piyasasına elektronik sounduyla 26 sene öncesinde taşıdığı kaynak suyuyla bugün bile öncü bir imzadır. Ama altı çizilmesi gereken bir gerçek de vardır ki Öz'den sonra bayağı bir zayıftır. Sadece önceki albüme kıyasen değil Özlem Tekin diskografisinde de zayıf bir kurşundur. Yine de yüreğe dokunan şarkılar yok değil. Dinleyene göre değişir elbet. Benim için Biri Var, Yazmamışlar. Ne yazmışlar, bilmem. İşin gerçeği şu ki, dinledikçe ve hatırladıkça ve hatta yepisyeni bir albüm gibi tasavvur edince, hala sıkı bir albüm olduğuna kanaat getirerek değerlendirmemi bir tık yukarı ittiriveriyorum.
7,0-/10
19 Şubat 2025 Çarşamba
Beastie Boys - Paul's Boutique (1989)
Beyazi rap grubunun bu ikinci albümü kritikler tarafından baş tacı edilse de çıkış albümleri kadar yüksek bir satış rakamına ulaşmamış. Yine de büyük bir rakam tabi. Çünkü duyabildiğim kadarıyla büyük bir hit içermiyor. Bununla birlikte besteler daha karmaşık ve özellikle amerikan popüler müzik dünyasından alıntılarla dolu. Çok sesli sentezlemeler her parçayı dolu dolu yapıyor ama o topraklara yabancı sen ben o için ne kadar etkileyici olabilir, şüpheli. Yine de Looking Down the Barrel of Gun, The Sound of Science gibi şahsi favoriler sunacak voltranlıkta. Sondaki potporiden bahsetmeden geçemeyeceğim. Bahsettim.
7,0/10
16 Şubat 2025 Pazar
Reverend Kristin Michael Hayter - SAVED! (2023)
Lingua Ignota sahne adıyla 4 adet deneysel kayda imza atan Kristin Hayter dini bularak rahip kisvesi altında protestan amerikan ilahi türünde besteleri işbu albümde kaydedip kamuoyuna sunuyor. Gerçek mi, yoksa bu da mı proje, bilinmez. Albüme hışırtılı ve gerçekten alınma audiolarla egzantrik bir otantik lezzet vermeye çalışmakla birlikte genel olarak çok temiz bir kaliteye sahip olması, bu dikotomiyi anlamsız hale getiriyor. Özellikle alıntılanan glossolalia kısmına gelelim, kültürlenelim. Karizmatik amerikanlaşmış protestan hatta evanjelik mezhep ve tarikatlarda içine kutsal ruh giren insanların histerik bir şekilde anlaşılmaz bir dilde konuşmaya başlamaları Hz. İsa'nın dili yani Aramiceye yorulmuş zamanında. Haleluya! mucize değil midir şimdi bu! Tabi bugünlerde sadece trans halin dışavurumu gibi psikolojik bir vaka gibi değerlendirilse bile Trump'ı seçen zeka hala savında ısrarcı, hatta meleklerin dili felan diyorlar. Açıkçası kulağa meleklerin değil şeytanın dili gibi geliyor. Ürkütücü ve irkiltici... Diğer yandan piyano ve vokal ikilisi duygusal iletimi sağlamada az çok başarılı. Amerikan folklorune aşina olanlar için başta olmak üzere. Hatta kayıt içinde yer alan bir kaç parçanın da ortalamanın üzerinde etkileyiciliğe ulaştığını söylemek mümkün.
6,75-/10
Necati Cumalı - Tütün Zaman I: Zeliş
Balkan mübadili ailesiyle beraber Urla'ya yerleşen yazar eserlerine yaşadığı ve gözlediği gerçekliği yansıtması ile dikkati çekiyor. Öykü ve şiir türünde eserlerini takiben sonradan üçleme halini alacak bu ilk romanı ile toplumcu alanda gözlemleri aktarmada daha yetkin olduğu bir anı somutluyor. Urla'da mübadiller ve yerlilerin yaşama tütün ile tutunma gayretinde Zeliş adında bir kızı babasının görece zengin birine sözlemesine rağmen kendi gibi fakir başka bir gence kaçmasını ve tüm baskılara rağmen halkın da bir kısmının desteğini alarak geri adım atmamasını anlatıyor. Aslında konu oldukça basit. Hatta bazen yazarın kendi görüşlerini vererek didaktif bir yöntemle romanın sahiciliğine darbe vurması gibi özellikle 50'li yıllarda raslanan olumsuz bir tarafı da var. Ancak daha ilk sayfalarda gözünüzde çardaklar, bağlar, tütün tarlaları, çorak topraklar, Ege, hepsi bir film gibi canlanıyor. Bunu yansıtabilmek de kalemin gücü. Romanın diğer güçlü tarafı ise hani neredeyse feminist duruşu diyeceğim. Daha 18'ini doldurmamış köylü kızı Zeliş, çok çalışkan, direngen, mantığını işletiyor, aklını kullanıyor, doğru kararlar veriyor, baskılara göğüs geriyor, kaçtığı sevgilisi yanında toy ve şaşkın bir delikanlı kalıyor. Diğer bir deyişle karakterin baskınlığı hani biraz fazla. Bu yönüyle roman birebir gerçekliği değil cumhuriyet ideaizmini temsil ediyor dersek yanlış olmaz.
15 Şubat 2025 Cumartesi
Gojira - The Way of All Flesh (2008)
Linç edilmeyi göze alarak söze başlayayım. Progresif groove sludgy death metal gibi egzantrik bir tür adlandırması yapabilirsiniz. Ama benim için bu nümetal. Nümetal elbette kötü değildir ve Slipknot'tan Limp Bizkit'e farklı soundlarla tınlamaktadır. O spektrumun içine de böyle afilli isimlendirmelere gerek duymaksızın gayet rahat Gojira da sığabilir yağni. Benzer çevreci duyarlılığı Sepultura da göstermiştir ki özde grubun otantikliğini sorgulama için bir sebeptir. Ayrıca kayıt bana bile garip gelen mekanik vokal tekniği ile lekelenen şarkılar içermekte. Ki normalde de vokalini beğenmem pek. Sadece ülkemizde değil dünyada heyecan yaratan bir gruptur kendileri ve bunun meyvası olarak grammy ödülü bile aldılar sanırım en son bi vakitlerde. Konser bolluğu yaşayacağımız bu sene en azından benim için karar verme zorluluğunu aşan bir enstrüman olmuşlardır kendileri.
6,50+/10
10 Şubat 2025 Pazartesi
Gustav Mahler - Das Lied von der Erde (1967)
Mahler bana hitap edebilen bir besteci değil maalesef. Dinlemenin emek istemesinin dışında gergin bir tecrübeye tabi tutuyor dinleyiciyi. Sinirleri yıpratan yakası yüksek, etekleri kafesli asil bir drama seyirliği. Burada performe edilen şiirden beste şarkılar da farklı değil. Canlı dinleme olanağı bulduğum Ihlamur Ağaçlarının Altında ismindeki İDOB konserindeki yalın piyano-vokal ikilisinin üzerine bu kayıt bahsettiğim hissiyatı daha da derinleştiren bir orkestral altyapıya dayanıyor. Bir yandan da önde gelen şeflerden Otto Klemperer ya da albüm kapağında da isimleri geçen mezosoprano ve tenor kusur bulunmaz bir icraat sergiliyor. Dolayısıyla Mahler'in modern romantizmini beğenenler için kaçırılmaz bir dinleti olduğu kesin. Bu bestelerin uzakdoğulu filozof şairlere cevaben kaleme alındığını da kitapçığından öğrendikten sonra bu kadar kaliteye kayıtsız kalamayıp bir beş kez daha dinledim ama bu dinlemelerim kurak ve soğuk iklimi kat eden empresyonizme (Baharın Sarhoş Adamı yada Bahar Hakkında gibi pozitif isme ve yer yer renkli melodilere besteler bile bu atmosferden azade değil) ancak uzaktan hayran kalabileceğim fikrinin perçimlenmesine yaradı.
6,75+/10
6 Şubat 2025 Perşembe
Absu - Barathrum: V.I.T.R.I.O.L. (1993)
Maalesef dağılmış olan bu thrashy black metal grubun çıkış albümü ise daha geleneksel formlarda. Amansız gitar ve bateri tremololoları ve patırtıları amansızca dövüyor dövmesine de kadın vokalin renklendirdiği anlarda olduğu gibi albüme bir gariplik sinmiş durumda. Gariplik derken garibanlık değil kıkırdatan bir mahal bu. Tıpkı kapaktaki pembe renk gibi yersiz. Neyse ki sonradan sonradan grup açıldı , bu albümde de gördüğümüz daha doğrusu duyduğumuz atmosferik okült anları zenginleştirdiler ve tür içinde kendilerine has açtıkları odalarıyla bilinir ve sevilir hale geldiler. Dağıldıktan sonra da Proscriptor McGovern's Apsû ismiyle devam ettikleri yolculukları meraklara celp duyurusu geçiyor.
6,50+
5 Şubat 2025 Çarşamba
Halo: Combat Evolved - Halo 2 - Rakuen - Dink Smallwood
2001 yılında etkileyici bir çıkış yapan bilimkurgu oyunu Halo: Combat Evolved kısa sürede uzun soluklu bir seriye dönüşmüş. Halo The Master Chief Collection kapsamında yeniden düzenlenip cilalanarak serinin diğer oyunları ile birlikte uygun bir fiyatla satışa sunulmuştur. Oyun hala keyifle oynansa da güncellemeler özellikle görüntü kalitesinde çok büyük fark yaratmıyor. Dünyalılara karşı birlik olan uzaylıları zırhlarından dolayı bir süre robot bile sandım. Ayrıca görünmeyen hatlar boyunca lineer bir doğrultuyu izlemek ya da birbirine benzer koridorlarda ilerlemek gibi ilk FPS oyunlarına benzer bir deneyimin parçası olacağız. Yine de gölgelerde çıkış bulamamak ya da gittiğimiz bir yolun tersini katetmek gibi hususlarda kafamız karışacak.
Halo 2 ise bambaşka bir olay. Aralarda hikayeye güç katan videolar çok kaliteli. Sadece uzaylı silahlarını kullanma fırsatı yakalamıyoruz, pek çok bölümde uzaylıyı da canlandırıyoruz.
Halo 2 ise bambaşka bir olay. Aralarda hikayeye güç katan videolar çok kaliteli. Sadece uzaylı silahlarını kullanma fırsatı yakalamıyoruz, pek çok bölümde uzaylıyı da canlandırıyoruz.
Koridorlarda, açık alanlarda cebelleşmenin yanısıra dağların zirvelerine de uçuyoruz. Devasa tankları kullanmak bazen zaruri oluyor. Yeğenimin oynamasına müsade ettiğimde kolaya aldığım zorluk seviyesini bir türlü eski haline getirememek gibi enteresanlıklarla karşılaştım. Gerçekten zorlayan patron efendilerle de. Zırh ve silah güncellemeler daha iyi olabilirdi. İster istemez Mass Effect'e benzettiğim anlarda olmadı değil. Nihayetinde ise çok keyif alarak vakit öldürdüğüm en bi iyi oyunlar arasında yerini aldı.
4 Şubat 2025 Salı
RETRO: Ceza - Med Cezir (2002)
Sonraki albümü Rapstar ile asıl patlamasını yapsa da ve hatırladığım kadarıyla ben de onu tercih ederim, bu ilk albümüyle gayet sıkı bir şekilde geldiğini belli etmişti. Özellikle de yıllar sonra bile hala dinledikçe ürperten Med Cezir isimli şarkısıyla. DJ Fuchs, Funky C ve hatta o zamanlar barışık olduğu Sagopa da bu yapıtın hayata gelmesinde önemli katkıları olan isimler. Ama Ceza elbette gökten zembille inmemişti. Öncesinde Nefret vardı ve hakikaten de underground rapin ilk emektarlarındandır. Yıllar sonra bu albümü dinledikçe ne kadar melankolik ve naif bir altyapıya sahip olduğunu idrak ediyorum. Bunu arabeske düşmeden yapabilmesi ise çok değerli. Biraz 90'lardaki Amerika modeli beatlerin havası da sinmiş. Arada Uzakdoğudan esintiler bile var. Yalnız liriklerin pek de incelikli olduğunu söylemek mümkün değil. Açık açık sevmedim pek çok yerde diyebilirim. Unutup yeniden keşfettiğim en bi eğlenceli manyak parça : Komedyenler İş Başında hah hah hah. Abartmadan sevilesi bir kayıttır nihayetinde.
7,75/10
2 Şubat 2025 Pazar
Algiers - Shook (2023)
Çok konuk sanatçılı (tanıdığım kadarıyla RATM'den Zack, Backxwash, tamam diğerlerini bilmiyorum) bu çalışma post-punk grubu Algiers'in dördüncü uzunçaları. En temelinde gitar sesi duyacağımız bir rock albümü için niyetlendiyseniz benim gibi hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Yine de enteresan bir sound yakalamışlar. Hip hop, synth pop ve bilimkurgusal gelecek atmosferini taşıyan yani post endüstriyel tınılı, nutuklar söylevler barındıran post soul punk gibi bir şey. İlginç bir şekilde melodiler güçlü ve bir yerlerden aşina geliyor kulağa. Post modern döneme özgün türler ve etnisite aralılığı tabi biraz yumuşatılmış versiyonda da olsa Blade Runner evreninde bir kulüp performasına dönüştürebiliyor. Zira Arapça nakaratlı bir beste bile var. Uzakdoğu da sesini iletebilseydi bu fikri proje tamamlanmaya bir adım daha yaklaşabilirdi. Ayrıca rap'in her türde yüzünü göstermesini sevmem, diğer türler içinde kirletici bir hal alabiliyor. Burada rahatsız etmedi doğrusu. Maalesef böyle bir proje önünde tikilen en büyük engeli aşmayı beceremiyor. Baştan sona akıcı bir dinleti sunma konusunda dengeyi yakalayamıyor. Bir iki dakikalık geçiş parçalarını da eklediğinizde dinleme kafa karışıklığı ve sindirim bozukluğu yaratıyor. Mide şişkinliği ve reflü. Belki de odaklanamayan hızlı yaşam tarzına sahip yeni gençliğin adapte olmasına uygundur.
Everybody Shatter ve Bite Back patlangaçlar.
7,0/10
1 Şubat 2025 Cumartesi
Huun-Huur-Tu - The Orphan's Lament (1994)
Tuva halk müziği de nihayetinde sonsuz bir kaynak değil. Gırtlaktan polifonik söyleme tekniğinin sergilendiği tür bu albümde de duyduğumuz otantik örneklerden sonra diğer dünya müziği yapan sanatçılarla birlikte sentez bir formda ve deneyselci örneklerle gittikçe sönümlendi. Dolayısıyla nasıl bir kronolojik sıra takip ettiğiniz aldığınız keyfin derekesinde belirleyici oluyor. Bu erken dönem çalışma da kapsamlı içeriğiyle türün farklı kompozisyonlarını mümkün olduğunca sergilemeyi hedeflemiş. Diğer bir deyişle Sürgün Şarkısı ve Yetimlerin Ağıdı gibi engin parçalar olduğu gibi coğrafyasına yabancısı olan bizlere daha fasıt döngü gibi gelen parçaları da ihtiva etmekte. Eh tabi, türü seven ve biraz da geriye doğru gelen biri olarak bu sebeplerden dolayı daha da olumlu değerlendiremiyorum. Çok iyi ama baş yapıtı bence değil.
7,75/10
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)