27 Kasım 2021 Cumartesi

Mulatu Astatke - Mulatu of Ethiopia (1972)

 

Çok güzel bir açık hava yaz festival müziği denmiş, hakikaten de öyle bir deneyim, duru bir aydınlık, rengarenk. İyice kotarılmış cazzi Etiyopya folk Afrika funk atmosfer dinlerken eğlendirmesini biliyor elbet. Ortamlara da güzel yaraşır ha. Ancak albümü kapattığınızda aklınızda kalan şey içinize işlemiş ılık bir güneş, melodilerin güzelliği ama melodilerin kendisi değil. Prodüksiyonu daha güzel bir Etiyopya klasiği. 

7,50/10

24 Kasım 2021 Çarşamba

Testament - The Legacy (1987)

 AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA

Oh içim açıldı. Thrash metal'in büyük hayranı olmamama rağmen Metallica ile Slayer arası hız tutkunu bu  taştan albümü sevmemek mümkün değil. Tek zayıf noktası da yine kendisi. Durulduğu bir an yok, bir intro, bi geçiş parçası, bir enstrümantal bi şiler, yok oğlu yok. Pata küte başlıyor, çata küte bitiyor. Detayları profesyonel yazılarda araştırıp okuyabilirsiniz. Benim nacizane dikkatimi çeken ilginçliklerden biri Raging Waters'da Running Wild  hissiyatı, vokalin çığlıktan yaş gurultuya geniş açılı performansı, gitar rifflerin gruuviliği, melodiklikler felan ve de filan. Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır. Gençken dinleyin, keyfinize bakın.

8,50-/10


22 Kasım 2021 Pazartesi

RETRO: Moby - In This World (Single)

 

3 parçalık tekliye adını veren parça zaten albümün de ağır toplarından. Duygulara dokunan bu soul tarzına uygun şekilde piyano ve yaylıların hışırtılı plak sesine nakşedildiği trip hopumsu bir parça ve tekrara dayanan yine yaylı alıntıların şenlendirdiği chill out downtempo diğer bir şarkıyla tekli tamamım artık ben diyor. Döngüye alıp dinlene dinlene dinlenebilir.

7,75-/10

21 Kasım 2021 Pazar

Philip Smith & Joseph A. McCullough - Steampunk Soldiers : Uniforms & Weapons from the Age of Steam

 

Steampunk buhar teknolojisi odaklı sanayi gelişimini kurgulayan bir fantastik tür. Steamboy diye bir anime film vardı, Yürüyen Şehirler diye kitap ve film ve elbette Hayao Miyazaki'nin filmleri ilk aklıma gelen örnekler. Varsayalım ki bir göktaşı düşmüş 1800lerin ortasında ve bu buhar bazlı teknolojik gelişim bu göktaşından elde edilen yabancı bir elementin hızlandırması neticesinde o günün  ülkeleri yeni askeri taburlar dizayn etsin. İşte o askeri birliklerin üniforma ve silahlarını işleyen resimli bir kitap bulunarak bu alternatif dünyada basılsın.  Fantastik içinde fantastik bir kurgu diğer bir deyişle. Mantıken İngiliz, Fransız, Alman ve ikiye bölünmüş yapısını hala devam ettiren Abd ağırlıklı uyduruk bir tarihin gayet eğlenceli tasviri. Osmanlılar da 2 birimle ufak bir yer bulabilmiş kitapta. Mekanik mühendisler ki bıçaklı derviş modeli otomatonları tamir eden bir resmini ben de ekleyeyim ve oldukça korkulan kimyasal saldırı tim mensubu.



18 Kasım 2021 Perşembe

Alcest - Spiritual Instinct (2019)


Eski dostların dinlemediğim eserlerine kulak veriyorum bir süredir demiştim ya blackgaze türünün kurucu grubu Alcest de es geçilmemeli. Ha, daha ne kadar grubu dinlemeye devam ederim bilemiyorum. Ama merak işte, git gel git gel yine ne yapmışlar acaba diye aklıma düşüyor. Büyülü bir müzik yapıyorlar çünkim. Albüm kapağı kadar garipsediğim diğer bir şey de bu kayıtla ilgili, prodüksiyonu. Müzik vokal performansını eziyor, daha sert, daha ritmik, daha canlı. "Gaze" kısmı biraz sakat yani. Bununla birlikte "black" kısmı da çok sıhhatli sayılmaz. Albümün ortalarında bir hisseder oluyorsunuz. Zaten grubun has soundu ortalarda belirginleşiyor. Sapphire diyorum, tumturaklı bir parça da işte oralarda bir yerde. Şunu da itiraf etmeyelim beni duygusal olarak sarsmayı başaramadı. İyi ama fevkalade değil diyip geçelim.

7,0+/10

17 Kasım 2021 Çarşamba

Septic Flesh - Ophidian Wheel (1997)

 Son dönem senfonik death metal türünde verdiği eserlerle pek bir sevdiğimiz grubun eski dönemlerine geri dönüyoruz. 3. uzunçaları 97 tarihini taşıyor. İlk ikisini niye dinlemeye almadığımı dair bir fikrim yok, hiç yok, netekim hafızam zayıf bu aralar. Death metal tavrı var, özellikle vokalin sertliğinde. Gitar işçiliği ise oldukça melodik. Üzerine gotik tatlarda kadın vokal desteği. Formül fena değil. Beğeneni de fazla. Ama sıkıcı , yani doksanlar, death ve doom ve gotik metal ile bir tanışıklığınız varsa  eğer önceden pek de bir şey katmıyor yağni o bakımdan. Şarkılar genelde tempo farklılığına dayalı bir kaç bölümden oluşuyor. Albüm boyunca hoşlandığım bazı bölümler olduğu kadar hoşlanmadığım bölümler de oldu. Aslında şamanizm dahil beslendiği farklı kaynaklarla çok da sığ olmayan bir albüm bu. Ama o şamanik ritüel sesleri dahi sinirinize dokunan bir şekilde icra oluyorsa, hmm, yapacak bir şey yok.

5,50/10

16 Kasım 2021 Salı

Mark Lawrence - Parçalanmış İmparatorluk Serisi I: Dikenlikler Prensi

 

Modern fantastik kurgunun ortak özelliklerinden bahsetmiştik biraz. Kan ve vahşet ve gaddarlık, entrikalar, gri karakterler, anti etik olması vessair. Çok da popüler biliyorsunuz dümyada, arkası arkasına kitaplar da çevriliyor dilimize. Yalnız klasik fantastik kurgunun geriliğinde paylaştığı bir şey var. Yüzüklerin Efendisi bile hobbit bir karakteri merkezine almışken , hem insan  hem de çocuk değil, takipçilerinin yetişkinliğe adım atan hayatın darbesini yemiş küçük Emrah bir karaktere odaklanıyor olması. Burada da öyle. Bir kralın oğlu annesi ve kardeşinin komşu kral tarafından öldürülüp babasının bu katliamı sadece politik manevralarla iç etmesine kızıp intikam hırsıyla saraydan kaçması ve bir suçlular çetesine, kendisinden yaşlı ve güçlü ve çok acımasız bir grup, her nasıl oluyorsa önderlik etmesi diye başlıyoruz. Bu modern kurgunun acımasız hayat şartları o kadar ekstrem bir noktaya götürülüyor ki 13-14 yaşındaki çocuğun katır kutur insanları kesmesi, fahişeyle geçirdiği gecenin detaylı şekilde tasviri, alaycılığı, manipülatif psikopatlığı, her tehlikenin üstüne gözü kapalı şekilde atılıp her seferinde galip çıkması ki en azından kurgu içinde büyücülerin piyonu olması gibi haklı bir gerekçe gösterilebilmiş, ziyaret edilen ve nereden çıktığı belirsiz garip coğrafyalar, post apokaliptik Fransa haritası (gözümden kaçmadı heh he), antik çağdan günümüze filozoflar ve dini kültürel yansımalar... gider de gider. Hani bir noktadan sonra o kadar saçma ve komik ve absürt bir hal alıyor ki. Yazar gerçekten bunu kastetmiş midir bilmiyorum ama kara mizah olarak okuduğumda bu sığ kitpatan gayet keyif aldım ve ikinci cildini okumaya da gayet hevesliyim. Bakalım psikopat Holden Caulfield ne pislikler yapacak gelecek bölümde?

14 Kasım 2021 Pazar

Gazanfer İbar - Şa Şa Şa'dan Çapkın Kız'a: Müstesna Yayınlar

Kitabın ismine, en azından üstüste iki nokta'dan öncesine ve alacalı bulacalı kapağına aldanmayın, Gazanfer İbar'ın Atlas Tarih'teki basın-yayın tarihi ile ilgili makalelerinin derlendiği bu kitap meraklısına yeni şeyler sunması ve öğretmesiyle gayet keyifli bir okuma sunuyor. Örneğin Arap alfabesinden yıllar önce Yunan ve Ermeni harfleriyle Türkçe kitapların yayımlandığını biliyor muydunuz? Yunan işgalcilerini alkışlayan gazetecilerin hastalıklı yazılarını da ibretle burada okuyabilme imkanı buluyoruz. Kadınlara yönelik basın, spor basını, ilk erotik yayınlar, Osmanlı dönemi gazeteciler bibliyografisi, sinema dergileri, semt gazeteleri, ilk grafik sanatçıları... Kitabın yer verdiği okuması keyifli diğer pek çok başlıktan bir miktarı.

13 Kasım 2021 Cumartesi

The Offspring - Americana (1998)

 Smash hayatımın albümlerinden biridir. Daha yeni yetme bir çocukken televizyonda şarkılarına denk gelmemle birlikte (MTV Türkiye vardı galiba o zamanlar)  aklım ve kalbim bir sarsılmış bir durmuştu. Akmar'a gidip albümü sordup aldığım kopya kaseti kaç kere kasetçalarda döndürdüm bilmiyorum. Ama hala bendedir. Tabi şu an dinlesem aynı şeyi hissetmem mümkün değil. O zamanın hayata ve müziğe toy bir delikanlı ile şimdiki huysuz adamın arasında çok fark var. Neyse takip eden albümü dinlemedim, çünkü diğer gruplara doğru, sert olanlara, hızlı bir geçiş yaşamıştım. Yine de şarkılarını bilirim az çok. Sonrasında da Americana gelir. Bu albümün hiti Pretty Fly ismindeki hilkat garibesini duymakla grubu silmem bir olmuştu. Popüler punk piyasasının en büyük gruplarından Offspring'in bu albümü bir miktar daha sulandırılmış olsa da yüksek sesle dinlediğimde hala başı duman gençlik dönemlerine alıp götürecek enerjiye sahip olduğunu itiraf etmek durumundayım. Neticede hala bir 90'lar kaydı.

7,0/10

11 Kasım 2021 Perşembe

Ruhi Su - Semahlar (1977)

 77 mi 78 mi olduğunu netleştiremediğim kayıt ismi üzerinde Alevi deyişlerini içeriyor. Kültürel olarak yabancısı olduğum için pot kırmama adına laf eveleyip gevelemeyeceğim. Ama Alevi müziğinin  milli kültürümüzün günümüze kadar farklı kültürler karşısında , sadece batı değil güneyden ve doğudan gelen etkiler, ayakta kalmasına büyük katkısı olduğuna inanırım. Diğer yandan bu kayda baktığımızda popüler örneklerde gördüğümüz coşkuyu hissetmek mümkün olmadı. Biraz Ruhi Su'nun yorumunun etkisi vardır bunda biraz da daha öze yönelik parça seçimi olsa gerek. Koroyla birlikte söylediği türküler bir adım öne çıkmakta.

6,50+/10

10 Kasım 2021 Çarşamba

Keleketla! - Keleketla! (2020)

 Bu caz deyil oolum. Caza koklatmışlar ama modern Afrika elektro funkıdır bu. Doğrusunu söylemek gerekirse daha ilk dakikada müziğin günümüze vardığı yavanlığına bir güneş gibi doğuyor. Coşku, haykırma, hönkürme ve dans ritimleri. Mis. Maalesef ve söylemem gerekir ki maalesef aynı enerjiyi devam ettirmekte sıkıntı yaşamakta. Albümün ortalarında yavaşlıyor, biraz nefes alıyoruz. Ve bir ilginçlikle karşılaşıyoruz. Papua'ya özgürlük şarkısındaki politik manifestonun dahi olabildiğince oynak ritimlerle söylenmesi benim için bile garip kaçmakta. Son üç şarkı zaten albümün ağır toplarının editlenmiş versiyonu. Kapanışı tekrar güle oynaya yapmak pek güzel.

7,75/10

4 Kasım 2021 Perşembe

Kairon; IRSE! - Polysomn (2020)

 

Kulağım çınlıyor, kafamda ziller, beynimde çanlar çalıyor. Zor grup vesselam. Önceki kayıtlarını dinledikçe beğenmiştim. Lakin şimdi batıyor her şeyleri, mıymıntı vokalleri, kulak tırmalayan güya uzaysı synth sesi, kaotik kreşendoları, alçalıp yükselen harmonileri. Ya da bilmiyorum benim dinlediğim versiyonun kaydı çok kötü. Ya da indie kafa dönemimi geride bıraktım. Ya da bir önceki yazımda bahsettiğim gibi huysuzluk dönemindeyim, orta yaş krizindeyim belki. Bilmedim bilemedim. Şans verin tabi, en duyulmamış popüler gruplardan biri, ünsüz ünlülerden. Bir fikriniz olsun yanni.

5,50/10

3 Kasım 2021 Çarşamba

Angel Olsen - All Mirrors (2019)

 Vokali ve sisli vokal kaydını ister istemez Lana Del Rey ve şürekasına benzettiğim şarkıcının dinlediğim bu üçüncü albümünde kendisiyle vedalaşma zamanını ilan etmiş bulunuyorum. Komplike ve dramatik bestecilik keman ve orkestral düzenlemelerle bir üst seviyeye çıkmakta. Ama besteler duygusal manada ben de sadece kısa bir an karşılık bulabildi. Dinledikçe uzaklaştım, gökkubbede hoş bir sadaya dönüşüverdi kayıt. Huysuzum bu aralar, dinlediğim şeylerle eskiden sevdiğim sanatçılara ait olsa bile bağlantı kurmakta zorlanıyorum. Bi de bi de belki de mevsimin etkisiyle daha dinlendirici ve huzurlu şeyler dinleyip kendimi uykuya olmadı kış uyuşukluğunun kollarına teslim etmek istiyorum. Bunun için fazlasıyla keskin bir sound. Zorlayıcı. Seveni çok seviyor, üzerimde kalmasın.

6,50+/10

2 Kasım 2021 Salı

RETRO: Moby - 18 (2002)

 

Moby'nin bu albümü daha mütevazı , iddialı şarkıları az ve bayağı bayağı bol ambiyans parçalar içermekte. In This World gibi blues melodisi, Sings of Love gibi indie pop baladı, Fireworks gibi piyanolu ambiyans bir arageçer, Extreme Ways gibi rave rock'ın hüzünlü bir versiyonu, Jam For Ladies gibi parti hip hopu, At Last We Tried gibi arabeski , Look Back In gibi kemanlı beati kayıtta geniş bir çeşitlilik yaratıyor. Artık elektronikadan daha farklı downtempo pop gibi kapsayıcı bir tanımlamaya evrilmiş durumda. Belirttiğim gibi gümbür gümbür bir sound yok, bu da genel beğeni oranını düşürüyor doğal olarak. Ama aradığınız biraz dağınık da olsa yavaş tempo ve derinlik ustalık gibi şeyler ise sizi idare edecektir.

7,25+/10 

1 Kasım 2021 Pazartesi

Ernest Hemingway - İhtiyar Balıkçı

 

Zaman geçer, minibüs servisleri tekrar konur ve işe uzun gidiş gelişler başlar. Eh, kışın karanlığı da çöker. Ne yapmalı, ne etmeli? Sesli kitap dinlemeli. Süper fikir. Başlangıcımız nispeten ince ebadıyla İhtiyar Balıkçı ve ya burada yazmadığı haliyle İhtiyar Adam ve Deniz. Hemingway'i anlatmaya gerek var mı bilemedim. Trajik bir şekilde hayatını sonlandırdığı ana dek çok sayıda başarılı eser üretmiş, ödüller almış ve dönemindeki diğer pek çok yazar gibi hareket halinde olmuş bir yazar. Seslendiren Akın Altan ve okuduğu versiyon da Gulf Stream'i Körfez Akıntısı değil de orijinal haliyle yer veren Bahar yayınevinin. Belki de telif sorunları sebebiyle gizli bir bilgiydi zira çok araştırdım meraktan. 20. yüzyıl ilk yarısı romancılarının metinlerinde sevmediğim bir kuruluk oluyor. Bu eser de farklı değil esasında. Sürükleyicilikten uzak, anlatıcılık hünerine dayalı ve kişisel çabayı konu etmekte. Yaşlı bir balıkçı büyük bir balık avlamak için okyanusa açılır. Karadan üç dört gün kadar süren bir uzaklığa sürükleyen balığı yakalar yakalamasına da dönüş yolu meşakkatli geçecektir. Balıkçılık terminolojisi göz dolduran yazar hakikaten bizi de bu maceraya ortak etmede başarılı. Balıkçılık ve denize meraklı kişiler başta olmak üzere.