Polisiye türünde Türkiye'nin önde gelen yazarı Ahmet Ümit, Hitit tarihinden esinlenerek epik bir yapıt üreterek beğenimize sunmuş. Hatta işi abartıp Hitit tabletlerindeki dili inceleyerek benzer bir dilbilgisi ve yazım stili geliştirmiş. İşte bu dil, yüzlerce yıl öncesinden yasak bir aşkın mağduru olarak bize seslenen Ninatta'nın dramını anlatırken zayıf noktalardan birini oluşturmakta. Diğer yandan da okumayı kolaylaştıran , vurguyu arttırıcı epik bir havanın oluşmasını sağlıyor.
Konusu dediğim gibi yasak bir aşk ve yarattığı felaketler neticesinde tanrılar tarafından lanetlenen bir çiftin hikayesini Hitit tarihinin bir dönemi ve özellikle Kadeş savaşı ışığında aktarılmasına dayanıyor. Olay örgüsü klasik romanlardaki gelişim noktalarını takip etmiyor. Ek olarak da ilüstrasyonlar göze çarpmakta. İşin özü çok da beklentilerinizi yüksek tutmamanız gereken öykü tadında bir yapıt.
"...Krallar hep yanlış, hep eksik anlatır. Krallar kılıçlarının gölgesi halkın üzerinden eksilmesin ister. Krallar şöyle düşünür: Nasıl olur da tahtta daha çok kalırız. Nasıl olur da daha çok ülkeyi istila ederiz. En iyisi, en adili bile böyle düşünür. Çünkü böyle düşünmezse kral olamaz..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder