Foucault'nun 76 yılında verdiği derslerin notundan derlenen bu yapıt biraz ileri bir seviyeye hitap ediyor. Geçmişten gününümüze özellikle Fransa örneği üzerinden iktidar ilişkilerinin ırklar mücadelesinde evrildiği nokta tarihsel -siyasal söylem üzerinden soykütüğü çözümlemesine tabi tutuluyor.
iktidar ilişkilerini ve bilmelerin çatışmasında ve gerçek savaşımlardaki güç bağıntılarını açıklamaktan uzak olan hukuksal teorilerin ve siyasal doktrinlerin bir kenara bırakılmasıdır bu; aklın ilerlemesinden çok, egemenbilmelerin disipline sokulması, normalleştirilmesi, merkezileşmesi yararına "minör " bilmelerin diskalifiye edilişinin görülmesi gereken Aydınlanma Çağı'nın bir yeniden okumasıdır; tarihin 18. yyda yükselen burjuvazinin bir keşfi ve mirası olduğu düşüncesinin eleştirisidir; fetihlerden ve egemenliklerden söz eden o tarihin, doğal hukuka karşıt olarak ırklar savaşımına dayanarak kurulmuş, kelimenin gerçek anlamında, bir "muharebe-tarih"in , "tarihselcilik"le desteklenen övgüsüdür; son olarak, bu savaşımın 19.yyda geçirdiği değişimden bu yana, davranışlarınbiyo-politik düzenlemesi sorununun, yeni bellek , yakın gelecek olarak ırkçılığın ve faşizmin doğuşu ve gelişmesi sorununun ortaya atılmasıdır.
Eserin en çarpıcı tespiti : 18. yy sonundan itibaren geliştirilen biyo-iktidar izleğinin [reel] sosyalizm tarafından yeniden ele alınıp geliştirilmesi, yeniden kurulması, değiştirilmesi. Irkçılık [etnisite ile sınırlı değil, akıl hastaları, suçlular, muhalifleri de kapsayan geniş bir tanım] da bir yönüyle sosyalist toplumlarda işlendiği sözkonusuyken Foucault yolu ırkçılıktan geçmeksizin bir biyo-iktidarın nasıl işletilebileceğini soruyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder