2 Eylül 2012 Pazar

Anton Bruckner - Symphony No. 5 (Celibidache, 1997)

Dinlediğim müziği çeşitlendirmeden önce ne Bruckner isimli bir klasik müzik bestecisi duymuştum ne de duyma imkanım vardı. Özellikle senfonileri sayesinde en iyiler arasında ismi geçiyor bu Avusturyalı şahsiyetin. Yalnız klasik müzikseverlerin arasında bile isminin bilinirliğinden şüpheliyim. Neyse ne, 5 nolu senfoniyi seçtim dinlemek için, 2 CD den oluşuyor. Senfoniyi oluşturan bölümlerin (movement a dilimizde ne denir, hala bilemiyorum) dolayısıyla hayli uzun, upuzuuuun, yarım saate varıyor yafu, olduğunu söylemeyi gereksiz buluyorum. Ama söyledim işte.
Celibidache isminde bir şefin kaydı bu. Çok fazla eseri yok diye biliyorum. Kayıt sound kalitesi olarak çok canlı, sessizlik ve kreşendo arasında dinamiği hayli zengin yansıtıyor. Ama senfonilerde gıcık olduğum çok sessiz ve gümbür gürültü arasındaki zıtlığa dayalı farkın uçurumu burada da sergileniyor. Bir ama daha, kreşendoda gümbürdeyen melodilerin çok hoş ve gaza getirici olduğunu dillendirmek mümkün. Duyguları coşturan ve kolayca eşlik ettirten cinsde, kardeşimin deyişiyle, savaşa mı gidiyoruz yahu? İkinci CD nin ilk çalışmasındaki melodi bu yönüyle parıldıyor. Senfonilerde pek sevmediğim diğer bir husus geliyor aklıma bu anda: Uzun parçalardaki işe yarar gaz kısımlara ulaşmak için araya giren sessiz ve mırıl mırıl bölümleri dinleme zorunluluğu. Halbuki sinemacılar akıllı, klasik besteleri bölüp parçalayarak filmlerine uygun ve tüketimi kolay hazır bir hale getiriveriyorlar besteleri. Hop, bize bu hapı yutmak kalıyor.

8,25/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder