27 Nisan 2024 Cumartesi

Ezginin Günlüğü - Aşk Yüzünden (1998)

 

Dinledikçe açılan kaliteli bir albüm. Ama tarz önemli. Misal ben Fransızların müzikal ekolünü çok sevmiyorum. Ki bu albümü de besleyen damarlardan biri. Diğeri de flütlü felan progresif olsa gerek. Evet biraz çılgınca bir sav. Biraz da klasik musiki. Zaten bu saray havası hep olagelmiştir. Buna rağmen albümde bir o kadar da hoşlukları  ve şirinlikleriyle akılda kalıcı parça bulunmakta. Aşk Yüzünden, Leyla, Duvar ve farklı bir haleti ruhiyeyi temsilen Babamı Anarken benim için öne çıkan parçalar. Entelektüel bir birikimle yazılan sözlerin nereye çıktığını hesap edemeyen saflık (yalnızlık peçete, leke de aşk.. felan nereye gidiyor bu sözler tövbe) işaretleri ile grup hakkında diğer bir teorim belirginleşiyor. Politik görüşleri ne olursa olsun, ilk dönemlerinde folklör ne kadar etkili olursa olsun, grup burjuva aydın tipolojinin vücuta bürünmüş hali gibi.

6,50+/10

26 Nisan 2024 Cuma

Fela Ransome-Kuti & The Africa 70 - Confusion (1974)

 

Bu tam tamına beşinci Fela Kuti albümüm. Biraz değişik, 2 bölümlü tek şarkı var ve başlangıcı hep enstrümantal ve biraz da saykedelik havalarda. Fakat bir türlü kaydın layıkıyla içine girmek nasip olmadı. Zaman beni de değiştirdi herhalde. Halbuki Afrikalı funk ustasının en parlak dönemlerine ait çalışmalarından biri.

6,50+/10

25 Nisan 2024 Perşembe

Yusuf Atılgan - Anayurt Oteli

 

Dayanılacak gibi değildi bu özgürlük.

Zebercet. Saplantılı bekleyiş hali, hayatının rutinini bozuyor. 

yalnızlık-yabancılaşma gibi bir temayı

kececi sulalesinin hatiralari, 

kececi sulalesinin hatiralari, 

kececi sulalesinin hatiralari, psikolojisini analize 

domuza benziyorsun sen
eşeğe
öküze
ineğe
katıra
maymuna..."

 sexuality and obsession. 

 ‘nasıl seninim’  

donunun sol paçasından fildişi renginde koyuca bir sıvı

zebercet 

23 Nisan 2024 Salı

Tezer Özlü - Eski Bahçe - Eski Sevgi

 

Eski Bahçe öykü kitabıyla yayınlanmamış ve Almanca asıllarından çevrilen son hikayelerinin Eski Sevgi adıyla bir araya getirildiği öykü kitabın ilk YKY baskısı. Çocukluğumun Soğuk Geceleri'ni gençliğimde okumuşluğum vardır ve aklımda otosansüre takılmayan açıklıkla kendi yaşamından parçaları paylaşmasının sarsıcılığı kalmış. Bu hikayeler de çok farklı değil. Girişi, sonucu , meseli ve dersi olan yüzyıl önceki öykü tarzı yerine 50'li yıllarla gündeme gelmiş olan kendi hayatından ilham alan, deneme çizgisine yakın, ciddiyetini takınmış modern bir tarzda yazıyor. Bu kitaptaki ilk öykülerde gerçeklik sürreal bir biçimde fantezi dünyası ile birleşirken sonlarda hikayeciliğin çok daha damıtılmış bir şekle kavuştuğunu gözlüyoruz. Aldığımız okuma lezzeti kronolojik gelişmenin yanısıra etrafındaki insanları da hikayelere dahil etmesiyle artıyor. Tezer Özlü'nün trajik bir hayatı var ve bu karamsarlığı daha doğrusu varoluşçu felsefeciler gibi hayatı tüm korkunçluğuyla kabulü öykülerin iklimini belirliyor. Şahsen kitabın ikinci kısmının ismine bakmayın, Eski Sevgi bir mekan ismi, öykülerde sevgi, nefret gibi duygulara yer verildiğini göremiyorum. Belki dolaylı olarak arkadaşlarını anlattığı anlarda soğuk iklim kırılabiliyor. Ayrıca ülkemizde Almanca okuduğu okuldan itibaren yurtdışında da göçebe tarzı yaşamın izleği yabancılaşma kavramı etrafında şekillenmekte.

22 Nisan 2024 Pazartesi

EABS - Discipline of Sun Ra (2020)

 

Önceki albümüne kıyasla daha çok sevdiğimi söyleyebilirim zira deneyci caz üstadlarından Sun Ra'ya saygı albümü olduğunu müritleriyiz biz diye kaydı adlandıkları anda beklentim de düşmüştü. Demek ki her deneysel ve avangard şey kulakları ve sinirleri zorlayacak manasına gelmiyormuş. Tam tersine zihni açıyor bile diyebiliriz. Tabi grubun Sun Ra bestelerini kendine göre yorumlamasının etkisi ne kadardır, bilemiyorum. Ama uzay semalarında kimi zaman dingin kimi zaman hophop funk resitali tam da bu aralar bilinç dışı bir şekilde ihtiyacım olan şeylerden biriymiş. 

8,0/10

21 Nisan 2024 Pazar

E.M. Cioran - Burukluk

 

Çürümenin Kitabı'ndan kısa bir süre sonra yazdığı ve yine ilk dönem eserlerinden olan Burukluk, yazarın yalnızlık, müzik, din, zaman gibi kimi başlıklar altında deyişlerini içermekte. Aynı karamsarlık devam etmekle birlikte nihilizmi sarkastik bir bakış açısıyla sanki daha fazla vurgulamış gibi duruyor. Bu sebeple çoğu yerde ciddiyetini kaybetmesi bu karamsarlığın aralanmasına neden oluyor. Diğer yandan da yıkıcı bir nihilizmden ziyade yaşamın absürtlüğünü  ve bununla yaşamayı kabul eden varoluşçuluğun izlerini sürmek de mümkün. Okuyan herkesin kendine ait bir aforizma bulabileceği bir eser. Aşağıdakiler gibi...

Fizik ile psikolojinin doğmalarından epey evvel, acı maddeyi parçalıyordu; keder de ruhu...

Ayakta bir karar alırım; uzanırım --- ve iptal ederim.

İt kopuk takımı bir mitosu benimserse, bir katliama veya daha kötüsü yeni bir dine hazırlıklı olun.

Feleğin sillesini yiyenlerin son çaresi felek fikri'dir.

19 Nisan 2024 Cuma

Hooded Menace - The Tritonus Bell (2021)

 

İsminden oldukça söz ettiren grup bu son ki altıncı olur, albümüyle death doom estetiğine heavy metal riffleri kazandırarak türe dinamizm kazandırıyor. Başarılı bir düzenleme ve kaliteli bir prodüksiyon ile sevenleri kucaklıyor. Ben My Dying'e bile ısınamamışken, sonuçta her türü seveceğiz diye alnımıza yazılmamış, bu doping bana kafi gelmedi. Ve Allah var yukarıda, çok dinledim, çok sevmeye çalıştım. Vokallerin sertliği de hiç yardımcı olmadı. Yine de keyifle dinledim, bir pişmanlık durumu yok. Bu İngiliz doom ekolünü dinlediğim günlere geri döndürdü.

6,50+/10

18 Nisan 2024 Perşembe

Pentagram - Makina Elektrika (2022)

 

Grubun tarihinde iz bırakan müzisyenlerin bir araya geldiği bu son kaydın çıkış şarkısı Bu Düzen Yıkılsın'ı duyunca eh, eski günlerin gölgesinde kalıyor, nakarattaki kaba slogan biraz rahatsız ediyor, yine de fena değil demiştim, üzülerek farkına varıyoruz ki albümün belki de en sağlam şarkılarından biri imiş. Haksızlık etmeyelim, hemen hemen her parçanın iyi bir yanı var, zayıf yanı olduğu gibi, Sur'da rifler , Ogün'ün vokali iyi, Pride'da eski günlerin havası yansımış ama asla o günlere ulaşacak güçte değil, Revenant deli başlıyor ama o ana kadardan tamamıyla farklı gruuvi/modern havalarda ve o hava neredeyse brütalesk ve doom diyebileceğimiz Sensiz'e bağlanıyor. Sevmedim. Maymunlar Gezegeni ile hareketleniyor ve bereketleniyoruz. Damn the War da eskilerin ruhunu taşıyor lakin o kadar melodik de değil, soloları da özlemişiz diğer yandan, Dünya ilginç bir şekilde etkileyici bir yorum, Sonsuz'u seven biri olarak spiritüel Ödenmez'i yine ağırlıklıkla sözlerinden dolayı beğenmedim ve Seek and Destroy yorumunu da gereksiz buldum. Dinledikçe bir nebze beğeni artsa da genel olarak dağınıklık sergileyen bir yapıt şeklinde özetlenebilir. Pentagram ne yapmak istemektedir, nereye varmak istemektedir, kafam karışmıştır zira değişime karşı bir kaç adım geriye atmıştır. 

6,75/10

9 Nisan 2024 Salı

Jessie Ware - What's Your Pleasure? (2020)

 Evet, yes, yah... Tam da böyle bir şeye ihtiyacım vardı. Kolay dinlenir melodik disko pop. Yalın bir prodüksiyon eşliğinde. Sevecen bir ablamız mikrofon başında. Demek ki piyasada da böyle bir açlık açıklık varmış, bu dördüncü albümü ile Jessie tam bir novapatlama yaşatmış. Herzaman olduu gibi apartı şeyler biraz da. Yine de kaydın ilk yarısının uçtuğunu söölemek mümkün. Vuuu! Bi tık uuğzun yane. Geçen sene yepisyeni albümü de merak celp edüyor.

7,50/10

8 Nisan 2024 Pazartesi

Dead Can Dance - The Serpent's Egg (1988)

 

Batı ezoterizmi tadın da kayıt da rock çalgılarını ara ki bula sın. Vokal ağırlıklı spiritüel avrupa klasik öncesi klasik folklorü. Tarihsellik ne kadar kitabi ne kadar kurgusal, bilmem. Bir çarpıyor tokat, omuzlardan bindirgeditiyor. Sessiz dinleme günahına girmeyelim. Çünkü manastırların dışında ama heman kıyısında haç taşıyan hırsız köylü zakirleri. Ulises'in bakışı ve santur ne yapmıyor, yeterince kat kat katman. Parçalar namütenadiyen lineer. Öyleyse ;

Derin bir nefes al ve dinle.

7,75/10

1 Nisan 2024 Pazartesi

Riot - ThunderSteel (1988)

 

Youtube'da bir metal belgeselinde rastlamıştım Riot'a. Tam da atak bir heavy metal dinlemeye ihtiyacım varken. Melodiyi de unutmayan speed/heavy/power metal üçgenini kurmuş bu kayıt grubun en baba albümü belki de. Maskotları pofuduk fok ile heavy metali tatluluK ekseninde buluşturan bu çalışma es geçilemez. Zira metal tarihinde yerini çoktan almış durumda. Metal ibaresi itinayla her cümlede geçirilir.


8,25/10

29 Mart 2024 Cuma

On Thorns I Lay - Eternal Silence (2015)

 

Uzunca bir süre müziğe ara veren grup bu albümle sert metal kulvarınaa 2015 sularında geri dönmüş görünüyor. Dönüşler nedense hep daha sert , ilk günlere yakın çizgilerde oluyor.  Atmosferik death doom ve gotik örneği olarak albüm bomba gibi başlıyor. Güzel bir intro ve cancanlı conconlu hit denebilecek Breathing. Sonra bir kaç şarkı ile kayıt tutunmaya çalışıyor. Anlıyoruz ki o dönüşün heyecanını pek de yaşamamışlar. En son biterken bir kıpırdanma yaşıyoruz. Nedense bazı anlar The Gathering aklımıza üşüşüyor.

6,50-/10

26 Mart 2024 Salı

Rossini - Il barbiere di Siviglia (Abbado, 1998)

 

Sevil Berberi opera tarihinin önemli eserlerinden biri ve Abbado yönetimindeki Londra Senfoni Orkestrası tarafından kaydedilen bu kayıt bunu operaya yabancı kalanlara bile anlatabilecek düzeyde. Komedi unsuru sadece konusunda değil melodilerde, söyleyiş tarzında ve mimiklerde. Mimikleri, oyunculuğu mu nerede izledim. Tam da bu kaydın bir videosu youtube'da yer alıyor. Her zaman dediğim gibi görüntüsüz bir operayı idrak etmenin mümkanatı pek olmamakta. Melodik konuşmalar, karakterler içiçe geçiyor. Manayı ara ki bulasın. Bu video ise tiyatronun  üç mekana yayılması, karakterlerin etrafında dönen kamera ve yakın çekimler gibi unsurlarla oldukça güzel bir dinamizm sergilemekte. Hatasız  müzikle uyumlu komedi oyunculuğu neredeyse kusursuz ve vokallerin gperformansı da yerli yerinde. Makyajlar ve karakter kompozisyonu da hikayeye hizmet ediyor. Bazı dizelerin kişner gibi hecelerin tekrarıyla hihihi hohoho gibi söylenmesi, vardır bu tekniğin de bir adı, bile bi komiklik katmakta. Konusu ise şöyle ki: bir kadın var,  müzik eğitimi alıyor ve vasisi yaşlıca bir avukatın evinde kalıyor. Avukat onunla evlenecek, evlilik sözleşmesini elinde gezdiriyor. Ama bilmemnerenin kontu kadını balkonda görür ve aşık olur. Arkadaşı berber Figaro (Karagöz gibi kültürel bir karakter)'dan tabi parası karşılıyla yardım alıp eve değişiklik kılıklarda sızmaya çalışır. Aşkı karşılık buldukça avukatı hem rezil hem maskara yaparak alt etmeye çalışırlar. Bu esnada kendi kimliğini de gizler ki hanfendi kendisini parası pulu için sevmesin. Müzikal olarak biliyorsunuz operalarda genelde ana tema ve çeşitlemeleri kulağı fethetse de zamanın çoğu genelde melodik konuşmalarla harcanır, konusu drama ise bir kaç arya zenginleştirir. Burada başlangıç senfonisi biraz benze zayıf kalsa da hoş melodilere daha sık rastlıyoruz. Ama kayıt 2 saat, belki daha da uzun. Keyifli melodilere Figaro'nun şarkısı Largo el factotum, tekerleme gibi hıphızlı söylenince saçmalamaya dönüşen a un dottor.., ikinci cd'nin başlangıcı Fez, mutlaka klibiyle izlemeniz gereken Ma Signor, diğer bir matrak parça Act 2, boona seeera boona seera Don Basilio gibi bölümlerde tanık oluyoruz. Uzaması biraz can sıksa da video kaydıyla anlamlanan ve hayatta bir kez de olsa izlenmesi gereken ve izlenecekse de Abbado'nun bu versiyonu tercih edilmesi gereken tarihi bir deneyim.

8,0/10

24 Mart 2024 Pazar

The Flaming Lips - The Soft Bulletin (1999)

 

Zamanın ruhuna her zaman geç kalmışımdır. Hayatta pek çok şeyi geç yapmışım. Müzikal olarak da şu an piyasa ne durumda bilmiyorum. Hala rap'in hakimiyeti devam ediyor sanırım. Bir de inanılmaz bir şekilde metal konser biletleri yok satıyor. İnsanlar para biriktiremediğinden bari etkinlik olsun da ne olursa olsun diye agresif bir tutum takınmışlar sanırım. Bu grup da böyle büyük indie pop rock gruplarından biri. Hani vokalin çatallaşarak ince tonlarda şarkı söylediğinde samimiyet unsurunun geometrik şekilde büyüdüğü arkaik dönemler. Bunlara da geç kaldım bak. İlk şarkı hareketli Race for the Prize çok iyi. Direkt bir derleme albümüne konabilir. Dinledikçe albümün tadı kaçıyor sonlara doğru. Vokal de yoruyor. Düzenlemeler de saykedelik etki hakim. Uzay desem değil epik desem değil değişik bir prodüksiyon. Alevli Dudaklar indie aleminde büyük bir grup ve birrrsürü albümleri var. Ancak bu ve takip eden Yoshimi klasik eddedilen kayıtlardan. Yoshimi'nin kapağı daha bi güzel.

7,25+/10

21 Mart 2024 Perşembe

Natama 38-39 / Düşünbil 108 / Arkeo Atlas 2024

 

Yahya Kemal'i resmi ideoloji açısından okumak resmi ideoloji 20 senedir hiç değişmemiş gibi sanki, ha babam vur. intihar için mangal gibi yürek lazım, e biliyoruz iki yüz yıldır tanrı öldüğünden beri ve amir barak için tonla dipnot gereklidir göz seçemeyecekse fotoğraf basmanın manası nedir girelim birlikte bir tavşan deliğine birkaçbin kişi usul usul, neyşınıl coğrafikte hayvanlı belgeselde yokuz

yenilgi mevsimi geldi çöktü toprağa düştü bahar bayraklarımız


Felsefe dergisi Düşünbil'in antik yaşam kültürüne dönüşeceğine şaşırdığım kadar derginin 17. seneye varmasına da hayret ettim. Akademik açıdan çok güçlü görünmemesi bir yana finansal açıdan da dayanaklardan yoksun gibi görünüyordu. Yeni haliyle de yine biraz light bir çizgide. Ancak renkler kuşeler çizimler dikkat çekiyor. Çatalhöyük dosya konulu dergiyi anlamlandıran şey Ian Hodder ile olan röportajı olsa gerek. Son yılarda Tanrıça diye düşünülen heykeciklerin aslında tarihte mevcut güçlü kadın figürler olduğuna dair bir kanı değişikliği yaşanıyor bu arada.
Ne zaman çıkacağı belli olmaz Arkeo Atlas dergisi bu sayısıyla göz ardı edilen neolitik Ege ve Kıbrıs coğrafyasına eğiliyor. Antik Yunan öncesi dönemde dahi adalar ile Ege kıyıları arasındaki bağlantılar ortaya konuyor. Hakeza Anadolu ile Kıbrıs arasında da. Kıbrıs'a pek çok hayvan türünün aslında anakaradan taşındığını biliyor muydunuz? Bununla da kalmıyor Ubeyd Halaf ve Samara kültürleri ile sınırlarımız dışına çıkıyor. Bence sonraki sayılarda Elam, Indus Vadisi ve Balkanlara, hatta Orta Asya'ya kadar çeper genişletilmeli. İçeriğinin yanısıra baskı kalitesini de düşününce yine okuyucusunu memnun eden bir sayıyla karşılaşıyoruz