28 Nisan 2021 Çarşamba

The Abyssinians - Satta Masa Gana (1976)

 Reggae'nin kült albümlerinden biri, devamı da pek gelmemiş görünüyor. Habeşistanlı ismini benimsediklerine bakmayın, Bob Marley'nin hemşerileri. Jamaika'nın içinden. Habeşistan ne alaka diye sorarsanız, Rastafaralik, Haile Selassie, Etiyopya, ooohoo uzun iş şimdi. Kayda dönelim. Saten gibi yumuşak, ılık ılık akan melodiler, rahat kafa. Hatta UB40'yi hatırlatan bir romantizm. Get up for your right derken bile kavgaya değil aşka davet eder gibi. Türü çok dinlememiş olmamdan kelli bir yorumlara baktım, algım bu kayda  özgü bir şey mi, yoksa bu kayıt tür içinde alalade bir örnek mi? Haklı çıkmanın keyfini yaşıyorum çünkü spiritüel , gospel, soul gibi tanımlamalar gırla gidiyor albüm için. Kırılgan bir vokal, pozitif canlı ritimler, tertemiz duyulan ve eksiği fazlası olmayan enstrümanlar yazın sıcaklığını hissettiriyor. Olumsuz olarak bir kaç yerde kulağımı tırmalayan, albümün ciddiyetini etkileyen seslerin uyumsuzluğu ve tabi bazı bestelerin nispeten sönük kalması oldu. 

8,75-/10

25 Nisan 2021 Pazar

Lao Tzu - Tao Te Ching (Ursula K. Le Guin Yorumuyla)

Ölene kadar yaşamak

yeterince yaşamaktır

Uzakdoğu kökenli Lao Tzu'nun şiirlerden oluşan bu dini metni feminist anarşist ve bu eser vasıtasıyla taoist Ursula Le Guin de kendi yorumuyla yeniden tercüme ederek okuyucuların beğenisine sunmuş. Kendi hayatının ve tecrübelerin süzgecinden geçirdiği uzun yıllarca süren bu çeviri,de bazı dizelerin Lao Tzu felsefesine aykırı bularak atıldığı, o dönemin erkek egemen yada imparatorluk yanlısı kelimelerin güncellendiği diğer bir deyişle biraz serbest bir metot tercih edilmiş. Bununla birlikte sadece hayranı olduğumuz Ursula Le Guin değil metni Türkçe'ye çevirenlerden Bülent Somay da dip notlar, önsöz, sonsöz, kaynakça vs.. ile yapıtı zenginleştirmiş durumdalar. Büyük bir emek sözkonusu yani. Ancak Anadolu ve Ortadoğu sufizmi alan dışı incelemeler bakımından bu kadar ihmal ediliyorken ben şahsen Uzakdoğu dinleri ve felsefelerinin abartıldığını düşünüyorum.


Tekerlek çemberinin otuz parmağı

boş göbekte kavuşur.

Tekerleğin yararı 

olmadığı yerdedir.


İçi boşaltılmış kilden 

olur çömlek.

Çömleğin yararı 

olmadığı yerdedir.


Oda yapmak için

oyulur kapı ve pencere.

Odanın olmadığı yerdedir

yaşanacak yanı.


Yani olanın yararı 

olmayanın kullanılmasındadır.

****



Doğurmak, beslemek,

dünyaya getirmek ama sahiplenmemek,

eylemek ama karşılık beklememek,

yol göstermek ama hükmetmemek;

Budur akıl sır ermez güç.

****

Ağır, hafifin köküdür.

Durgun, hareket edenin efendisi.

O yüzden bilge ruhlar yürürken

ağır bir yük takarlar peşlerine.


Ancak sağlam, sessiz

bir evde güvendeyken

dikkati bırakırlar elden.

****

En iyi silah bile

meşum bir alettir,

yaşayan şeylere nefretle dolu.

Yol'u izleyen 

ondan uzak durur.


Silahlar meşum aletlerdir,

düşünceli insan silahı seçmez,

ancak başka seçenek yoksa kullanır,

onu da sakin, kayıtsız bir ruhla,

keyif almadan.

Silah kullanmaktan keyif alan

insan öldürmekten keyif alıyordur,

insan öldürmekten keyif almak

kaybetmektir göğün altında payını.


Doğru olan, yasını tutmak, ağıtını yakmaktır

katledilen bir sürü insanın.

Doğru olan, cenaze töreniyle karşılanmasıdır

savaştan muzaffer çıkanın.



22 Nisan 2021 Perşembe

Gazpacho - Molok (2015)

 

Seveni pek seven ama progresif çevrelerde tam da namını duyuramayan bir grup Gazpacho. İsmini İspanyol çorbasından alan Norveçli grup bu albümde Balkanlar'a uzandığı ölçüde hoş tınılar mınılar saçmakta. Bu karışıklığı pekiştiren şeylerden biri de o kadın vokalin aslında erkek olduğunu tam da şu an öğrenmiş olmam. Kendisi olduğu anlar progresif ve art rock arası gidip gelmekte. Yalnız prodüksiyon steril ve anlamadığım bir soğukluk sinmiş kayda.  Gotik ürkünçlüğü katmaya çalışıyorlarmış, bilemedim. Aynı anda bir çok fikrin ve enstrümanın boca edilmesi de cabası. Bir noktadan sonra odaklanma sorunu yaşamadım değil. Gerçekten çok özel bir dinleyici topluluğuna hitap eden ama benim o şanslı kişiler arasında olmadığım çalışma , vokaliyle bile beni öyle ahım şahım etkileyemedi, halbuki bayağı bir döndürdüm, döndükçe kafalar güzelleşir diye, olmadı. Oldu da o kadar olmadı işte anlayın. 


6,75/10

20 Nisan 2021 Salı

Chano Domínguez - Over the Rainbow (2017)

 Şık restoranlarda yemeğe eşlik eden bir tarz ile açılan piyano caz albümü kısa sürede farklı bir yöne seyrediyor. Ne yazık ki bir kaç alkış dışında canlı kayıt olma farkını hissedemediğimiz albümün performansında iki elin de güçlü bir şekilde melodileri ki sanatçının isminin de işaret ettiği gibi Latin köklerden fide almakta, zıt ritimlerle dans ettirdiğini duyuyoruz. Neredeyse poetik bir seviyeye ulaşan melodiler hemen hemen her zaman bir kırılma anı yaşamakta. Hatta ilginç bir şekilde ritimler sadece kesen bir role bürünmüyor,  armoniyi hızlandırıp duygusal kopuşu besliyor. Kaotik  bir coşku gerçekten de bahsedildiği gibi flamenko izlerini akla getirmekte. Parçaların büyük kısmı yeniden yorum, sanatçı ne kadar asıllarından uzaklaştı bilemiyorum. Bu haliyle ilginç ve iddialı olsa da yemek yerken sakince eşlik edecek bir müzik arayan kişilere lokmaları boğazına dizmekten geri durmayacağı bir performans sunuyor.


6,75/10

18 Nisan 2021 Pazar

Islandman - Kaybola (2020)

 

Grubu bu ikinci uzunçaları vesilesi ile tanışma şerefine nail oluyorum. Basın bülteni gibi tanımlamalar bir bakıma doğru: Anadolu saykodeliğin dünyanın farklı coğrafyalarından, Balkanlar, Afrika, Tuva.., sesler ile harmanını elektronik ritimlerle buluşturuyorlar. Etnik şamanik atmosfer fütürist bir sesle içiçe geçiyor. Türsel göndermeler geniş bir spektruma yayılmış durumda. Yine de sözkonusu sentez tumturaklı bir seyre dönüşmüş. Ritimler , yavaş olanları Cafe Del Mar chill outluğu ile, Dimitro, Lumiere, Rama, Sahara gibi örneklerde duyduğumuz hoptempoluk ile ama illaki dans pistine davet ediyor dinleyicisini. Diğer yandan grubun caz festivallerinde endam göstermelerinin neden tesadüf olmadığını da anlıyorsunuz. Daha fazla namlarının duyulmasını temenni ederiz.

7,50+/10

7 Nisan 2021 Çarşamba

RETRO: Empyrium - Weiland (2002)

 Bir önceki albüme göre draması, çeşitliliği,melodisi daha bol olan bu kayıtta bir kaç yerde o kendine has black metal çığırışlarını duymak bile mümkün. Ki yavaş yavaş yükselişi post rock öğelerini de hatırlatan yapısı ile buna tanık olduğumuz Fortgang albümde en hoşlaştığım parçalardan. Diğer sevdiğim bir çalışma ise endişeli adımlarıyla boğucu Die Schwaene Im Schiff ki kaydın diğer sertlerinden. Sonlarda ise kısa süreli neo klasik terennüm daha bi ağırlığını hissediyor. Yapıtın bu öteki yüzü  bana hitap etmemektedir.

7,75/10

5 Nisan 2021 Pazartesi

Atlantean Kodex - The Course of Empire (2019)


Biraz hayalkırıklığıyla notunu fazlasıyla kırıyorum bu albümün, türden hoşlanmayan biri bile daha iyisini hak ettiğini düşünmekte haklıdır. Albümün başındaki nispeten daha da göz dolduran etkileyici melodik atraksiyonlar ve koro zenginliği haricinde aynı tarzı devam ettirmişler.  Üçüncü albüm olunca kendi tarzlarını oturtmuşlar demek lazım. Ancak ağır, yavaş tempo bir noktadan sonra e hadi be dedirtiyor. Bathory atmosferini ki pek severim kopyalamak için kaydın üzerine sis gibi bir perde örten prodüksiyon bir yandan şarkılara kolay adapte olmamızı engellerken diğer yandan da kreşendoları ve epik çığırışları mistife ederek bastırıyor. Geleneksel doom metalin bu disiplini pek çok pek çok kişinin hoşuna gitmekte hatta grubun kült takipçileri ortalığı kaplamakta. Grubun adı bi Manowar'ın, bi Manilla Road'un yanına yazılmaktadır. Kaydın ilk yarısında hafif bir heyecanlansam da bahsettiğim sebepler benim sabrımı taşırmama yetti bile Allah sevenine bağışlasın. Gruptan dinleyeceğim son eser bu olacaktır. 

6,75+/10

4 Nisan 2021 Pazar

Gregorian - Masters of Chant Chapter IV (2003)

 

Bir önceki albümde tutturdukları ve belki de ustalaştıkları soundu devam ettirdikleri bu albüm yine arka fon müziği olarak iyi iş görmekte. Bundan sonra çıkardıkları 10 küsür kaydı bu noktadan sonra dinlemeye gerek var mı, daha farklı ne sunabilirler gibisinden sorular eşliğinde Gregorian dinleme faslını da sona erdirmiş bulunmaktayım. Bu kaydın ünlülerine bakarsak U2'dan With or Without You, John Lennon'dan Imagine, Pink Floyd'dan High Hopes gibi nadide örneklere rastlayabiliyoruz. Coldplay yorumu ise ne bileyim, Coldplay gibi olmuş. 

6,75+/10