7 Eylül 2012 Cuma

Dragonblood (Istin, Michel) / Cowboys (G.Phillips, B.Hurtt)

Dragonblood, çizimleri ile Avrupa ekolünü tastamına başarıyla temsil ediyor. (Fransız-Belçika tarzına İspanya da eklendi bir süredir) Hikaye ise fantastik boyutları biraz daha abartı Karayip Korsanlarından etkilenmişe benziyor. Ben her ne kadar bu korsanlık mevzusunu klişeleri sebebiyle pek sevmesem de müthiş sürükleyici ve renkli çizimleri ile zevkle ilk dört kitabı okudum. Maalesef hikaye ilk dörtte sonlanmıyor. Ayrıca karakter gelişimi gibi çizgi romanlarda pek rastlanmayan öğelere bile rastlayabiliyorsunuz romanda. Konu kısaca şu, Korsan baba Fransız askerlerden kaçarken diğer yandan da tayfalarına elflerin dünyasında gizli büyüleyici bir hazineyi vaat etmektedir. Yolu göstermesi için hatta bir elf kızını tutsak eder. Arkasına ise Fransız bir baron takılmıştır. Aslında kara büyüyle müştekil bu adam, korsan babanın anasının yanarak ölmesine sebep olmuştur. Büyülerle ömrünü uzatmışken daha da fazlası için ihtiyaç duyduğu tılsım korsan baba tarafından, daha bir veletken o tabi, çalınmıştır. Babamız ise tayfasını aslında bir nevi kandırmıştır. Çünkü asıl amacı intikamdır ve bu maceralı yolculuğun amacı güce kudrete kavuşmaktır. Evet ana hikaye bile beklediğim kadar klişe değil. Bir de alt-hikayelere bakın hele..
Cowboys ise yaklaşık 200 sayfalık ebatı ile yetişkinlere yönelik bir macera sunuyor. Dil İngilizcemin yetmeyeceği argo ve küfürlerle bezeli. Çünkü hikaye arka sokakları konu alıyor. Açıkca söylemek gerekirse pek tutmadım bu gerçekçi konuyu. Çizimler de hikaye gibi gerçekçi bir noktada duruyor.
Konu en basitiyle FBI ve polisin birbirinden habersiz bir suç şebekesine girmesini ve en sonundaki kanlı karşılaşmada bu iki kolluk kuvvetini temsil eden iki adamın karşı karşıya gelmesi etrafında ilerliyor ve sonlanıyor. Mahallesindeki çetelere karşı lokal çalışma içine giren imam, karapara ve kaçakılık işlerine bulaşmış rap prodüktörü ve arkadaki büyük adam İtalyan kökenli mafya babası. Hepsinin ilişkide olduğu düşünülürken tufaya geliyor. En komiği de çok basit bir rastlantıyla foyaların ortaya çıkıp toplantının kanlı bir çatışmaya dönüşmesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder