13 Eylül 2012 Perşembe

RETRO: Marduk - Dark Endless (1992)

Hoş geldim yarıda kesmek zorunda kaldığım tatilden. Birilerinin ahı dokundu ve tahmin edebiliyorum failleri. Günlerini görecekler hrrr. Marduk, ilk albümüyle karşımızda. Hala death metalin etkisi bariz hissediliyor. Fuck Me Jesus'daki şarkıları içermesinden belli zaten. Dinledikçe farkettiğiniz o tatlu ve eğlencelü (evet, bilerek bu kelimeleri sarfediyorum) riflerin albüme katkısı büyük. Yine bu sayede yıllar yıllar önceki dinleyişimden daha fazla keyif aldığımı söyleyebilirim. Albüm sıkı bir intro ile açılıyor ve sıkı bir outro ile sonlanıyor. Aslında bu parçalar  Still Fucking Dead ile Holy Inquisition'dan ayrı düşünülemez. Arada Departure from the Mortals (demodan hatırlayınız), The Funeral Seemed .. gibi cevherlere rastlamak mümkün. Asıl albümü değerli kılan şey ise leş death ve okkült black metal atmosferinin çok somut bir şekilde dinleyiciye aktarılabilmesi. Teknik detaylara karakter harcamaktan nefret ediyorum ama prodüksiyonda Dan Swanö'nün imzası var demek yeterli. Yine de kişisel beğeniler devreye girince her şey pörfekt demek zor.
Olimpos'dan Fethiye'ye geçme planlarım mide çökültüsü, burun sızıntısı ve plaj nezlesi gibi sebeplerle hayata geçirilemedi. Erkenden yuvacığıma dönmek zorunda kaldım. 4 gece yine de öyle böyle 5 güne eşittir. Geçen seneden kafamda kalmış olan Musa Dağına tırmanma/yürüyüşü gerçekleştirdim sonunda. Bir kaç kmlik doğa yürüyüşlerinin ardından yaklaşık 15 km. yokuş yukarı çıkış ve iniş azcık canımı acıttı. Çıkarken harcanan eforu ve inerken kaymaktan kaynaklı riski karşılaştırıp hangisi daha zordu diye karar veremiyorum doğrusu.  Güneşlenmeyi hala sevmiyorum, üstteki mevzu trekking hayatımı nasıl sonlandırdıysa güneşlenme faaliyetini de bundan sonra bu vesileyle durduruyorum. Beyaz süt beyazı, en güzeli, en nadidesi. Bir sürü kitap okuyabilmek de yanıma kar kaldı,  kâr yafu.

7,0+/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder