18 Mart 2012 Pazar

Ray Bradbury - Fahrenheit 451

Bir süreliğine müzikle ilgili girişlere ara vermek zorundayım. Çünkü özümsenmesi zor ve dinlemesi bir o kadar  keyifli Opera IX, Isis ve Brahms gibi isimlere takılmış durumdayım. Üstüne üstlük altına altlık Kafabindünya'nın da CD'sini almış bulunmaktayım. Neyse herşey sırayla, uygun adım hizaya.
İthaki'nin her nedense değişik değişik kapaklarla bastığı Fahrenheit 451 bir bilim kurgu klasiği bildiğiniz gibi. Bilimkurgu'nun aynı zamanda entellektüel bir manifesto (ııı fazla iddialı bir kelime oldu sanırım) ya da beyan niteliği taşıyabildiği 50-60'lar döneminde yazılan bu eser sansüre, mahalle baskısına ve otoriter rejimlere karşı sorgulama tekniğini öne çıkarıyor. Ebedi olarak belki de Türkçe'ye çevrilmesinden kaynaklı oturmayan taşlar, kaybolan manalar sorunsalına  şahsen rastgelmekle beraber bu küçük kitap ufacık tefecik bir molotof gücünde. Umarım okuyan duyan meraklanan herkes için ufuk açıcı bir dürtüye dönüşebilir.
Yakın bir gelecekte biraz da kendiliğinden toplumda ayrıştırıcı rolü abartılarak kitaplardan bir uzaklaşma başlamış ve hükümetler de bundan faydalanarak kitapları tümden yasaklamıştır. İnsanlar evlerinde birden çok ekran başında programları ve kendi akrabalarının gündelik hayatlarını izleyerek vakit geçirirken gençler ölümcül hız yarışlarında heyecanlarını dindirir. Duygusal yakınlaşmaların bile garipsendiği bu ortamda toplumsal yaşamın gittikçe frijitleştiği söylenebilir. Ve tıpkı 1984'de olduğu gibi uzakta ama yakın hep bir savaş vardır. İtfaiyecilik mesleğinin varoluş gayesi de tersyüz edilmiştir. İtfaiyecilik saklanan kitapları bulup evlerle birlikte yakan onurlu bir meslektir. Her onurlu meslekte olduğu gibi çok para kazanılmayan bir iş tabi ki. Kahramanımız Montag da böyle bir çalışandır işte. Hayatı hergünün tekdüzeliğinde gitmektedir, ta ki mahallede komşusu olan garip bir kızla tanışana dek. Gariptir, çünkü insanlardan kaçmamaktadır tersine muhabbete yatkındır. Çiçekten böcekten kısaca yaşamaktan zevk alır ve sorgular. Bir gün ortadan kaybolduğunda Montag'ın hayatı da geri dönülemeyecek şekilde değişmiştir artık. Yavaş yavaş kitap biriktirmeye başlar karısından gizli. Bir kaçakla irtibata geçmeyi başarır. Amiri tarafından farkedildiğinde kitaplardan kurtulması için mühlet verilir ve gözetim altında tutulur. Buna karşın Montag bağlantısıyla birlikte maceracı bir girişim başlatır. Elindeki kitapları itfaiyecilerin evlerine gizleyip içten çökertme manevrasına başvuracaktır. Eline yüzüne bulaştırır, ihbar edilir, şehirde kovalanır felan. Ve sonunda şehrin dışında ormanda gizlenmeyi başaran muhalif entellere katılmayı başarır. Bu yaşlı kuşak gizli gizli köylerdeki şehirlerdeki elemanlara kitapları ezberletmektedir. Böylece medeniyetin yok oluşundan sonra yeniden inşayı hazırlayacak kadrolar hazır olacaktır. Hakikaten de şehre yapılan bir saldırı, büyük ihtimalle nükleer, ardından bu grup şehre geri döner. Evet, biliyorum konu o kadar orjinal değil. Ama başka bir şeyin yansıması bu kitap. Bu açıdan düşünmek lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder