21 Eylül 2016 Çarşamba

Konrad Bayer - Kuşların Yüzeyi

Şiir kitabı olduğunun farkına varmadan satın aldığım bu kitap Avusturyalı şairin şiirlerinden yapılan bir derleme aslında. Genç yaşta intihar eden şair, karamsarlık, şehver, hermetiklik, şiddet, sıradanlık gibi birbiriyle uzlaşmaz görünen unsurları ve dada, gerçeküstücülük, Sade, Wittgenstein, Stirner gibi etkileri yapıtında farklı bir dil yaratarak bir araya getirmekle tanımlanıyor, önsözde.

7
....
elinde
patlıyor
bir kuş
çığlık çığlığa
öğleye

gözlerinde
patlıyor
bir yıldız
çığlık çığlıya
geceye

saçlarında
patlıyor
yaz
güze

...
pazartesi gülleri ortalığa savurursa
durur pencerede beklerim

salı yağmuru kıyıyı vurup parçalarsa
o zaman durur pencerede dans ederim

çarşamba güneşle bozuşursa
durur pencerede ağlarım

perşembe parkta hacını kaybederse
geldiğim gibi pencereden uzaklaşırım

cuma elbisesini bulutlara dolarsa
o zaman durur pencerede seni iki kez aldatırım

cumartesi saçını bacada bulursa
o zaman durur pencerede şarkı söylerim

pazar ölümü boş yere bağışlarsa
o zaman durur pencerede beklerim
...

anna: onu terk etmek kolay değil
rosa: zor olmalı
anna: evet çok.

ama onu terkeden önce
kahvaltı yapmak istiyorum
gömlekleri ütülemek
sobanın kurumlarını silkelemek istiyorum
kuştüyü yatakları kabartmak
gaz faturasını ödemek
odayı süpürmek istiyorum
ve faizi ödemek
ve ayakkabıları almak
ayakkabıcıdan.

rosa: evet bunu yap
anna: evet bu olmak zorunda

ama öncesinde
gömlekleri yıkamak istiyorum
ekmeği kesmek istiyorum
süpürgeyi aramalıyım
ve kömür almalıyım
kömürlükten.

rosa: evet bunu yap
anna: evet bu olmak zorunda

ama incesinde
gömlekleri dikmeliyim
bıçağı bilemeliyim
ve anahtarı bulmalıyım
kömürlüğün.

rosa: evet bunu yap
anna: evet bu olmak zorunda

ama öncesinde
toplu iğne satın almak zorundayım.
ama bugün pazar.
öyleyse ancak yarın
toplu iğne alacağım
sonra da iplik
ve gömlekleri dikeceğim
ve kömür alacağım
ve iti yapacağım
sonra ayakkabıları alacağım
ve odayı süpüreceğim
ve sobayı yakacağım
ve bıçağı bileyeceğim.
ve sonra onu terk edeceğim.

rosa: zor olmalı
anna: evet çok.

...


yakına gelin
ve eziyet çekeni görün
 daha yakına gelin ki
eziyet çekeni daha iyi görün

...

her temas dayanılmaz oluyor
kediler mi? fareler mi?
benim parmaklarım mı bunlar?
her temas dayanılmaz oluyor
...
daha önce de dediğim gibi
yaşıyorum bu şehirde
burada evler var
meydanlar
ve caddeler
akşamları karanlıktır bütün bunlar
...
duyduğum kadarıyla onlar sağır
gördüğüm kadarıyla onlar kör
hissettiğim kadarıyla orada değiller bile

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder