4 Eylül 2016 Pazar

Enderunlu Fazıl - Güzel Oğlanlar Kitabı

Ana akımın dışındaki şeyleri takip etmeye çalıştığım sanırım fark ediliyor. Genç erkekleri ülkelerine göre kategorize edip endamlarını, yatak tecrübelerini anlatan bu metni güncel müdahalelerin ve önsözün ışığında okuyunca gerçekliğinden bile şüphe duymuştum. Ama gerçekten 1700'lü yılların sonunda yaşayan, aynı zamanda Kadınlar Kitabı'nı da yazan zevke ve sefahate düşkün bir Enderunlu Fazıl varmış. Bugünün şartlarına bakıldığında pedofilinin izlerini taşıyan metni değerlendirirken anakronizm hatasına düşmek istemem. Ancak ecdadımızın en azından bir kısmının ne işlerle meşgul olduğunu da geçmişi göklere çıkaran bir kısım insana hatırlatmakta fayda var. Bu dönemin öncesinde saraydan köşklere yayılan (ve hatta köylere) ve normal kabul edilen bir ilişkiler bütünü... Edebi açıdan bakıldığında ise açıkçası gaylere yönelik (gay edebiyatı demek istemedim, var mı böyle bir adlandırma acaba) edebi alanda bile akılda kalıcı bir etki bırakması imkansız. Sadece tarihe düşülen bir nottan ibaret görevi. O yüzden notum iki ya da üç, ne farkı varsa artık.
Ama asıl bahsetmek istediğim şey, daha öncede azıcık ucundan bahsettiğimi düşündüğüm Kore takıntım. Aslında böyle bir takındım da yok da kelime bulamadım şimdi. Linkini aşağıda vereceğim 1 Nights 2 Days reality şovunun hastasıyım. Koreliler genel olarak nazik ruhlu insanlar. (Kuzey Kore'yi, Güney'in yıllarca otokratik bir hükümet tarafından yönetilmesi gibi şeyleri gözardı edersek eğer, eh geriye de pek bir şey kalmadı. Ama süper nazik komşunun uygun şartlarda sizi öldürmeyeceğinin tarihte bir garantisi de yok: bkz Bosna) O yüzden reality şovları bile süper eğlenceli. Yıllardır süren bu şov gibi.

1 Night 2 Dayssssss

Ne K-dramaları ne de K-pop radarıma bugüne kadar girmeyi başarabildi. Bu şovun aylarca önce bir bölümünde BTS adlı bir grubun Dope adlı klibini görmüştüm. Vaoww, bu yeniyetme grupların konserleri boyunca dans ettiklerini biliyordum ama buradaki koreografi ve klibin prodüksiyonu, dönen kameralar, değişen mekanlar, aklımı almıştı. Sustum, otuzlu yaşlarda K-pop fanı olacak değilim herhalde. Hala da değilim. Rezalet bir şekilde kapattığım cuma gününün ardından moral düzeltici bir şeyler ararken youtube'da bir kaç saat; tamam yalan söyledim üç beş saat, hala yalan söylüyorum kaç saat olduğuna dair hiçbir fikrim yok, süren vaktimi bu grubun dans performanslarını (ve diğer insanların reaction videolarını) izleyerek geçirdim. Yakıyorlar, öldürüyorlar. Hava su yerine dans ve müzikle vakitlerini geçiriyor olmalılar. Biliyorum, Kore'de sektör bu çocukları acımasızca sömürüyor. Böyle bir şeyler ortaya çıkacaksa no problem arkadaş. İnsanlığın evrim geçirmiş bir üst aşaması gibi rahat (kot ve botla dans diyor birisi!) dans performansları, müzik ve birbiriyle maksimum uyum, izleyiciyi kolayca avucuna alacak kıvamda düzeyli tekrarların yanısıra hünerlerini gösterecek mükemmel koreografilerden oluşuyor. Komplekse girmeye gerek yok. Abd'liler bile kendi ülkelerinde böyle bir şey olmadığını söylüyor. K-pop hala benim için batıdaki ünlü isimlerin tarzlarının, Beyonce, Lady Gaga, Nicki Minaj, Rihanna, Backstreet Boys ve N'Sync gibi aklınıza gelen her kim varsa, fabrikasyon şekilde bir araya getirildiği ve günün ihtiyaçlarının overdoze şeklinde sunumundan ibaret olsa da örnek mukabilinden dinlemeye başlarsam sanırım bu BTS'den başlamak olacak. Aşağıdaki videoda ise koreografinin dışına çıkarak eğlenceli emprovize figürler ekliyorlar. Kendilerinden başka dalga geçecek kimse kalmamış herhalde. İnanılmaz eğlenceli. Moral artırıcı doping niyetine gelsin pazartesi öncesi. Sözlere dikkat, patronlar duymasın!

(video görünmüyor olabilir link: BTS - Silver Spoon)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder