6 Eylül 2015 Pazar

Can Yücel - Rengahenk

martılar ki sokak çocuklarıdır denizin

Amatör bir şiir okuyucusu olarak Can Yücel'in şiirlerinin nasıl adlandırıldığı hakkında bir fikrim yok, bana post-garip tabiri gayet makul geldi. Velakin günlük sokak dili ve argonun bu kadar sık kullanımı, şiirlerin zaman içinde anlaşılırlığını zedeliyor. Argo dilin en dinamik yüzünü oluşturuyor netekim. Bazen mısralar surlarda üst üste gediğine gediğine yarıklar açıyor, bazen de unutulmaya yüz tutuyor. Güçlü ve zayıf tarafını aynı şey oluşturuyor bir bakıma. Seçtiğim bir kaç şiire aşağıda yer veriyorum.



Yaprak Dökümü

Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar

Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar
Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar
O çocuklar
O yapraklar
O şarabi eşkiyalar

Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?


İstanbul Liseli Gençler Sordu Şiirde Uslûp Nedir Diye?

Ben de dedim ki bazıları
Ayçiçeği diyorlar günebakana
Bazısı da günebakan diyor ayçiçeğine

Ben günebakanı yeğliyorum
Belki de güne yöneldiğim için yine

Ama siz de bilirsiniz ki
Gün aydındır gece de gece

Ama ne zaman diyeceğiz birbirimize günaydın?

Ben de onu diyordum ya işte
Bak kardeş şimdi uslûp meselesini düşünmeye başladın


Herze

Bir yılan düştü vapurda yanıma
Sarıldım denize


Yaraştıra Yaraştıra Yakıştırma

fransız feylosofu proudhon’un ünlü bir sözü vardır
mülkiyet hırsızlıktır diye
milletçe daha ileri gidiyoruz biz
mal diyoruz uyuşturucu maddeye
mal sahibi de, yani malik
esrar kaçakçısı gibi bişey oluyor demek.
ha bakın, felaket bununla kalsa iyi
bizde sermaye denirdi eskiden fahişeye
buna göre sermayedar da…
e, siz çözün artık bu ayıplı bilmeceyi!


Halime Tercümandım

sözümona insandım
hamsiydim buğulandım
koynumdaki hatunu
havva anamız sandım

beyazıt kulesi'ydim
hem kumkapı'daki yangın
arap itfaiyeciynen
kendi derdime yandım

pir sultan'dım abdaldım
düz rakıya dadandım
çekip çekip kafayı
anacığımı andım

banaz'daydı bazlamam
ve radyodaki reklam
yaşamı yandaş sayıp
bana bir ekmek bandım

arşa vardı feryadım
firaz'da kör kadıydım
kararsızlıktan cayıp
katlime karar aldım

gül benizli isyanım
eksi çıktıkça kanım
arta durdu bicanım
ben ölsem ölsem bile

dipdiri o sol yanım



Ergeçsel Ergeç

Köpru altındaydım gecen gün
Bi balık bi balık bi balık
İstavrit sarı kanat çinekop
İşte dedim Marx’ın meram ettiği bolluk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder