16 Ağustos 2015 Pazar

Nils Petter Molvær - Khmer (1997)

Güneşin altında çok kalmamdan dolayı kafamda oluşan garipliğe barlar sokağındaki rock barın ilaç olmayacağını hissediyor ve kendimi yine bloğa atıyorum. Bu bembeyaz cilt kızardı kızaracağı kadar, bronz ten bizlere zaten hayal. Hem her şey fani değil mi? İstanbul'un bir haftası her şeyi temizler. İlginç müzikler dinliyorum bu tatilde. Biri de bu nu jazz kaydı. Nu ne? Wiki amca der ki: Çağdaş elektronik müzik türü. Caz ile diğer farklı türleri misal funk, soul, elektronik dans müziği ve doğaçlama, karıştırır birleştirir. Nil ağbimiz albümde acayip bir şekilde trompet çalıyor. İlk şarkıda duyduğumuz gibi trompet ve perküsyon atbaşı gidiyor ve yoğun doğu ezoterizmi kokuyor. Bu haliyle albüm bir nevi modernleştirilmiş bir new age örneğinden çok da farklı değil. İkinci parça için bir şey söyleyemiyorum. O başlangıçtaki elektronik melodi ile sluandırılmış bir Blade Runner havası sezinlemek mümkün. Sonrasında müziğin nereye gittiğini tarif bile edemem. Yani bu sofistike besteler albümü defalarca dinlenebilir kılıyor. Bak, aradan neredeyse yirmi sene geçmiş, hala taze duruyor bu yüzden. Üçüncü şarkıda da elektronik vuruşlar ile belli bir ritmi takip ediyoruz. Şarkının ağırlığı nu jazz denince kafamızda oluşacak chill out atmosferini doğruluyor sanılmasın. Şarkılar çok farklı ritimler izliyor albüm boyunca. Ayrıca enstrümanlar bir garip çalınıyor, üçüncü şarkıdaki gitarı duydunuz mu ya da trompetin kesik kesik çalınması ve ya son şarkıdaki keman. Kısacası prodüksiyon olarak temiz ve yalın, ritmik olarak farklı, öz olarak egzotik, kimi zaman melodik kimi zaman atmosferik kimi zaman da progresif teknik bir deneysel elektronik jazz albümü bu. Her bir şeyden biraz var. Bu çeşitliliği de sıkı ve disiplinli bir yaklaşımla bir arada tutmasını başarıyor.

7,75-/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder