İlk albümleri ile hayli dikkat çeken Peyk, geçen sene sonlarında oldukça eklektik bir esere imza attı. Albüme ismini ve resmini veren tavır öz ile sözü buluşturan etkileyici balad Ölümsüzler, madencilere ithafen Göçük, funky Kare Kafa gibi şarkılarda, sadece onlardan ibaret olmamak kaydıyla, tavan yapıyor. İlk albümden Ne Oldu Bana ve İstanbul, ikinci albümden İçimdeki İz yeniden yorumlanıyor. İşte ses anlamında burada bir karmaşa başlıyor. Ciddi şarkılar, eğlenceli parçalar, alaturka yorumlar, reggaelar, yetmişler, yetmişlikler, tempolular, temposuzlar bu albümü tek seferde dinleyebilmek tam bir beyin istilası ile karşılaşmak demek. İstanbul'un yorumunu beğenmedim ne yalan söyleyeyim. Maksatlarının o olmadığını söylemek bile zul, adam gibi adamlar ama Paslı Bıçak mıydı Keskin Bıçak mıydı neler doluştu aklıma Allahım koru beni. Şarkı bazında ilk dönemdeki özgünlüğün hala bir ölçüde devam ettirildiğini duyabiliyoruz. İlk albümünü sevmeme sebep olan tarza yakın yetmişlerin havasını taşıyan marşımsı Yürüyor Sokak (Sobe), Ölümsüzler, Azrail'e Gülümsedim, Karnım Aç ve Göçük bu manada hayli güçlü parçalar. Ama albüm konsepti açısından bakacaksak darmadağışık bir iş.
6,75/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder