Serinin ikinci cildi çok daha sürükleyici bir tempoda devam ediyor ve öyle görünüyor ki hikayemiz hemen hemen burada sonlanıyor. Yalnız uyarmak gerek, serinin ilk cildi okunmadan bu kitap pek de anlamlı olmayacaktır. Yazarın yaratıcı kurgu konusunda sergiledikleri defaatle övülmeyi hakediyor. Rahmetli Robert Jordan'ın, bu hikayeden 10 serilik yeni bir Zaman Çarkı yapması gayet mümkündü. Buna bağlı olarak karakterlerin sığlığı ve sevilecek bir karakterin (başka okuyucuların illaki en az bir tane vardır da bende yok vallahi) yokluğu gibi eleştirilerim bu ikinci kitapta da hala devam ediyor.
Aradan üç beş sene geçer. Gallien adasına kahramanlarımız yerleşmiş ve oradan yeni çağın habercileri yetiştirilerek Giddar'a tanrısızlık mücadelesinde çağrıda, tebliğde bulunmak üzere gönderilmektedir. Fakat özünü kolyeye hapsettikleri Eranil-Es ölünce eşi tanrı Arunagal ölümsüz çocukları ile Giddar'ın kuzeyini istila eder. Aslında Güneyli ilahlar tarafından çağrılmış ve Eranil-Es'in kolyesini teslim etme ve hükümranlık üzerine anlaşmışlar. Diğer yandan rakip ilahları da ekarde etmesi bekleniyor kendisinden. Sioux ile Venesis yardımcı oldukları genç bir çift tarafından kandırılıp ayrı ayrı tutsak edilir. Lien'in kankası Bebray öldürülür. Arkonyalı Anuk orman perisine benzettiğim kendine Baa diyen biriyle tanışır ve iyileştirici gücüyle grubumuza katılır. Dhrazma kaybolur ve imparatorluğu suçlayan Beslihed ordusu saldırmak için sefere başladığında bu sefer güneyli bir tanrının, yardımcı Ventor'un ve onlarla işbirliği yapan Arkonyalı ikizin, Wenda, de yardımı ve yönlendirmesiyle Elof adındabir sokak serserisi imparatoriçe İlpea'yı öldürür. Arkonyalı bir grup ise içlerinden gelen görev duygusuyla sarışın dev Rondeva'nın yavuklusu Ris, Nox, Bozou kardeşler ve Benji, yıkık piramidin yanındaki esrarengiz dokuz kadını aramak üzere yolculuğa çıkar. Sioux'un eski ülkesinden Karlem Bana, hiç istemese de tanrısı tarafından Sioux'yu bulmak için görevlendirir. Ardı ardına planlar işleme konmuştur. Dhrazma tanrılar tarafından deli olan ilk çocuklarını hapsettikleri Karnaval adındaki bir mekanda tutsak edilmiştir. Bu mekanda hem tutsak hem de yönetici olan Jada-El tanrıların tüm zayıflıklarını bilmektedir. Neyse Baa, S-V çiftini yapyaralı da olsa kurtarır. Rüzgar olur uçar toz olur konar. Sonra Arkonyalı Wedna ablası ile aynı anda hayatta kalamadığı için bir tanrıyla anlaşarak ablasını öldürğr, Azad'daki ölü halini (biliyorsunuz insanlar için üç hal vardır: yaşam hali, ölüm hali ve koma hali) terkeder. Aslında böylece Sioux'a da ihanet etmiştir. Orada durmaz onu öldürmeye de çalışır. Böylece Arkonyalıları kendi boyutunda tutan söz kırılmıştır. Sioux ile Karlem Arkonya'da belirir. Kalem şaşkındır, olanları bir türlü idrak edemez. Ama Tanrım benden Sioux'u yardım için, ki anlaşılan o ki Arungal'ın istilasını önlemek için Kuzeyli ilahların Sioux'a ihtiyacı vardır, istediyse ben bu adamın yanından ayrılmam düşüncesindedir. Sioux tüm Arkonyalılarla birlikte Giddar'a son savaş için geri döner. Güneyli ilahlar ise S ile V'yi birbirinden ayırıp güçsüzleştirerek Venesis'i kolyeyle birlikte yeni tanrıya takdim etmeyi amaçlarlar. Arungal ise Venesis'i Eranil-Es'e dönüştürüp ehmm sevecektir herhalde ne bileyim. Kuzeye giden Arkonyalı grubumuz ise istilacı ordu tarafından piramit yıkıntısı yakınında tutsak edilir. Bu dokuz kadın sayesinde meğerse Arungal'ın ordusu ölümsüz oluyormuş. Askerlerin anneleri olan bu kadınlar savaş meydanda ölüp önünde bedenleri beliren çocuklarını tekrar hayata döndürüp savaşa geri göndermektedir. Dolayısıyla istilacı ordunun kilit noktası burada yatmaktadır. Bu arada Azad parçalanmaktadır, sanırım ilk kitapta tanıdığımız ikinci Sioux mantıksal bir malfunction durumu yaratmış orada. Ilpea'yı dünyaya geri gönderir. Venesis, Rondeva, Lien, affettikleri diğer bir şaşkın hırsız Elof, Baa, Anuk sonunda Karnaval'a ulaşırlar. Felan filan Jada-El ile Dhrazma'yı kurtarırlar. Görünen o ki Rondeva geçmiş hayatında Dhrazma ile birlikte pişman tanrı Barak (mıydı neydi adı?)'ın ilk çocuklarıdır. Ilpea geri döndüğünde Ventor'u öldürüp ordusunun başına geçerek Dhrazma ile birlikte savaşı durdururlar. İki ordu diğer müttefiklerle birlikte kuzeye ışınlanarak kuzeylilerin ordusuyla birleşir ve Arungal'a karşı savaşa yetişir. Aslında Sioux ile tüm bu ordular Arungal'ı dokuz kadından uzak tutarak savaş meydanında oyalamak için bir taktiktir. O sırada tutsak Arkonyalı grubu kurtulur ve ince bir manevra ile bu büyücü kadınları öldürmeyi başarır. Arungal sinir küpü oraya ışınlanır. Bozou kardeşleri doğrar. Oyuna geldiğini düşünüp S ile V'nin yanına ışınlandığında çiftimiz zamanı durdurup tanrıyla pazarlığa oturur. Bu pazarlık neticesinde tanrıları Arkonya'ya gönderip orada hapsedecektir. Meğerse bütün herkes S ile V'nin üç bin yıllık senaryosunda piyonmuş. Karşılığında Arungal ve ordusu geldikleri yere geri döner. Arkonya'ya gitmemek için direnen tanrı ve tanrıçalar ise Jada-El'in sırlarını yüzlerine beyan etmesiyle zayıflayarak bu savaşı da kaybederler.
Böylece gerçekten insanların çağı başlar Giddar'da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder