22 Haziran 2014 Pazar

RETRO: Bathory - Hammerheart (1990)

Bathory maceramı şöyle kısaca özet geçeyim: eskiden black metal dönemiyle de viking metal dönemiyle de hiç ayırt etmeksizin her hallerini sevmiş idim, bu yüzden favori gruplarımdan biri olmuştu. Çok da dinledim zamanında. Aradan ben diyeyim yıllar sen de seneler geçti. Şu anki durumda önemli bir güncelleme şart oldu. Black metal dönemlerinin etkisi hızla azaldı. Baştan sona sounduylan olsun ruh ve tavır ilen olsun viking metal yaptıkları bu albümü dinlerken ise son dönemlerini sevmeye devam ettiğimi görmekteyim. İtici gelebilecek ne brütal ne traş kaydı temiz, scream desen eh bir bağırış çığırış var ama boğaz temizleme sesine daha çok benzettiğim vokal de tarzın dramasına cuk oturuyor. Drama derken viking metalde dramanın ne işi derseniz Amon Amarth ile kıyaslamanın yersizliğini bir kez daha vurgulamak isterim. Burada atlar koşuyor, yağma boruları öttürülüyor, dalgalar gemilerin pruvasına vuruyor, şimşekler çakıyor felan. İster atmosfer de ister ne biçim bir tür egzotizm. Koroyu da hesaba katarsak vokal partisyonların harmonisinin insanı vurmaması imkansız bir hal alıyor. Vikinglerin acımasız savaşçı psikopat ruh halleri haricinde köylerinde ne yaparlar, nasıl türkü tuttururlar, ağıtları nasıl yakarlar öğrenmek için, kimi zaman acılarını hüzünlerini paylaşmak için birebir bir kaynak. Yalan söylüyorum tabi etnolojik olarak birebir gerçekçi olmasa bile o sulardan beslendiği, yeniden kurgulandığı bir gerçek.
Şimdiii, bu albüme kadar yeniden değerlendirmelerde eski günleri de katarak notlarımda bir abartmaya gitmiş olabilirim. İtiraf diyebilirsiniz. Burada ise gayet nesnelim. Kafama takılan tek bir şey var, onu da paylaşayım. Father to Sun'daki ana melodiyi çocuk tekerlemesine benzetiyorum. Muhteşem bölümleri ile kendi içinde garip bir tezat oluşturuyor. Buradan kırıyorum notumu. Ve One Rode to Asabay'ı grubun gelmiş geçmiş ve maalesef gelmeyecek en iyi parçası seçiyorum.

9,50+/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder