Özellikle amerikan kökenli singer-songwriter denen şarkıcılar alternatif çevrelerde çok beğenilir ki anlamakta değil ama beğenmekte zorluk çekerim. Aldım elime sazı tarzında lokal müzikten beslenerek yürüyen bu sade müziği sözleri ve kültürel altyapısı ile birlikte düşünmek gerekir. O coğrafyanın uzağına düştüğünüzde ise yapılan işle irtibatlanmanız güçleşir. Misal bizde de Bülent Ortaçgil vardır bu manada düşündüğümüzde. Düş Sokağı Sakinlerinin daha az popüler olan diğer yarısı Murat Çelik'i dinlerken de bunlar aklıma geldi. Hayli hayli hakkı yenen ve es geçilen bir müzisyen. Besteler sade, sözler şiirsel, tempo yavaş, şarkılar akustik ağırlıklı. Aynı zamanda yerel esintiler batı tarzına nasıl taşınabilir sorusuna bu topraklardan ender bir doğru cevap. Özellikle anlam katan ama müziği boğmayan yerel enstrümanlar. Albümün her yanına sinen tasavvufi etki de müzisyenin özel hayatının yansıması. Sesi bazı yerlerde tıkansa da ( misal Bana Geldiğin Yöndeyim yine de albümün en şık şarkılarından) şarkılar kendinin olunca dinletiyor. Ha keza albümdeki ağır parçaların zamanı geldiyse Seyyah'ı da, can çekiştiren ve nihayetinde öldürücü Bir Sen Bir De Ben'i de sayalım. Bir de bir ilginçlik; albümü açan İtirazım Var'ın girişi bir hard rock parçası olan Wildchild'ı hayli anımsatıyor. Sonra apayrı bir yere gidiyor zaten. Bildiğim kadarıyla sanatçının son albümü bu. Nerelerde ne yapıyor bilmem ama müzik yapmaya ve daha önemlisi paylaşmaya devam etmeli. (Müzisyen'in internet sitesine pansiyonun bağlantısının yavaşlığı sebebiyle ulaşamadığım için son durumu hakkında bir şeyler belirtemiyorum maalesef)
8,25/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder