30 Haziran 2014 Pazartesi

Enver Gökçe - Bütün Şiirleri

Toplumcu gerçekçi şiir denince akla gelen Ahmed Arif'in haksız bir şekilde gölgesinde kalmış şair, tıpkı karşılaştırıldığı isim gibi az şiir üretmiş, hayatın ezasını cefasını çokça çekmiştir. Şiirleri politik olarak, sosyal olarak keskin uçlar taşıyan, destansılığa yer veren, dalga dalga heyecan taşıyan bir sese sahiptir. Özellikle son dönemlerde hiç de bestelenme zahmeti gerektirmeyen bir iç harmoniyi, ahengi yakalamıştır. Hırçın dalgaların kıyıları dövdüğü devinim halindeki bir nehirdir sözleri. Dürüst, sözünü sakınmayan haliyle aşağıdaki satırlar bu duruma örnektir.




Çığlıklar getirdim
Üzümleriyle beraber çürür gibi düşen
İnsanlarımdan
Sıcak tuzsuz gevreklerinizi yemişim
Alaca karanlıkta..Buca'lı işçilerim.
Unutur muyum seni
Derdini, ekmeğini bölüştüğüm
Türküleriyle bizi ağlatan memleketlim.
Karadeniz'in Rumelikarı tütünü,
Bende türküler oldu ağlamaklı,
Bende türküler oldu dizim dizim.
Doldurdum sineme, ciğerlerime
Doldurdum derdi mihneti
Pamuk tozunu, kömür tozunu;
Memleketimin şarkıları kadar acı çektim

Yurt ve insan sevgisini şair yapmacıksız bir şekilde yukarıda dizelerde olduğu gibi yansıtıyor. Anadolu'nun dili, kelimeleri şairin kalemine pervane gibi üşüşüyor.


İkinci Dünya Savaşı'nın sonuçlandığı günlerde heyecanını dizelerinde tanık olmak mümkün.

"Benim olsun,senin olsun,bizim olsun,
Hani kardeşlerimiz vardı ya
Bu dünyada.
-Kızkardeşlerimiz,annelerimiz,şairlerimiz-
Dumdum kurşunuyla vursalar da
Her zaman böyle döğüşeceğiz:
Gırtlak gırtlağa, diş dişe, tank tanka
Demokrasi için,
Eşitlik ve hürlük uğruna"
Bir mermi de benden aslanım
Bir mermi de benden
Bir mermi de benden
Zafer topları, mübarek namlular!

Başka bir şiirinde de ..yalnız insanlar/Yani kardeşler vardır diyor ve dünyaya yayılan zafer heyecanını insanlarla paylaşıyor:

Bayram şenliklerine,
Demokrasi şenliklerine gitmeliyim
Uğruna şiir yazılan, döğüşülen, ölünen insanlar!
Yeter değil bana
Zaferlerin,
Yıllardır gece hücumlarına
Sokak savaşlarına katlandığım.

Bir dostunun arkasından Ölüm, adın kalleş olsun! diye seslenirken
Dost adındaki şiiri, düşüncesinin diyalektiğini sergileyen bir nevi amentü oluyor.

Ben berceste mısraı buldum
Hey ömrümce söylerim
Gözden, gezden, arpacıktan olsun
Hey ömrümce söylerim!

Bizsiz Ilgaz'ın çam ormanları güzel değildir.
Hayda günlerim hayda
Sırtını düşmana verdikçe
Murat dagları güzel değildir,
Dost dost ille kavga!

Biz olmasak gökyüzü, biz olmasak üzüm,
Biz olmasak üzüm göz, kömür göz, ela göz;
Biz olmasak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak;
Biz olmasak ray, dönen tekerlek, yıkanan buğday,
Ayın onbeşi;
Biz olmasak Taşova'nın tütünü, Kütahya'nın çinisi,
Yani bizsiz
Anne dizi, kardeş dizi, yar dizi
Güzel değildir.

Gel günlerim gel de dol
Gel Aydınlım İzmirlim,
Gel aslanım Mamak'tan
Erzincan'dan Kemah'tan
Düşmanlar selam ister
Gözden, gezden, arpacıktan!

Adana'nın pamuğu dokumada;
Diyarbakır, Afyon, Kütahya fabrikada
Ümit işkencede mahzun
Tenim, ayaklarım uryan
Ekmek işkencede mahzun
Ve Divrik'in demiri arabada
İşçi-köylü ve işçi birarada

Söyle türküler yadigarı kardeş
Söyle ağrılar yadigarı kardeş
Neden alınterleri
Nimetler, haklar haram oldu sana
Gel günlerim gel de dol
Gel Aydınlım İzmirlim
Gel aslanım Mamak'tan 
Erzincan'dan, Kemah'tan
Düşmanlar selam ister
Gözden, gezden, arpacıktan
Sana selam olsun
Hürriyetlerin meçhul olduğu dünya
Canım Türkiye,
Memleketimiz!
Calışan halklarıyla ümmi
Calışan halklarıyla garip,
Irgadı, esnafı, madencisi, iptidai aletleri
Kadınları, erkekleri, hapishaneleri;
Başı boş suları, dumanlı vadileri, yoz topraklarıyla,
İşsizleri, realist şairleri, mücahitleri,
Sokak şarkısı, keten helvası,
Akşam Haberleri satanlarıyla memleketim

Sana selam olsun
Sürgünler, mahkumlar, hastalar
Alacağın olsun
Seni İstanbul seni
Seni Bursa, Çankırı, Malatya,
Sizlere selam olsun üniversiteler!
Öğretmenleri alınmış kürsüler,
Öğretmenler
Sizlere selam olsun
Hürriyeti yazan eller, dizen eller
Sizlere selam olsun makineler
Entertipler, rotatifler, bobinler
Bu gülünç, aşağılık,
Namussuz şeyler dışında,
Sana selam olsun
Zincirin zulmün kar etmediği,
Kırbacın kar etmediği
Büyük tahammül!

Gel günlerim gel de dol!
Gel Aydınlım, İzmirlim,
Gel aslanım Mamak'tan
Erzincan'dan, Kemah'tan
Düşmanlar selam ister
Gözden, gezden, arpacıktan


Meğer 
Müşkil işmiş hürriyet
Savunmayla yetmiyor
Bir başka sevda!
diye nitelendirdiği hürriyet mücadelesinde bugünleri, bugünün zalimlerini görmüş gibi
o günlerden bir çığırtkan gibi avaz avaz haykırıyor
Ayaklar baş olacak
Ayaklar baş
Haydi ha...

Ve geleceğe dönük umudunu yitirmeksizin yaşıyor, yaşatıyor.

Açmaz
Açamaz
Deme
Hiç
Bir
Zaman
Bu
Nar
Çiçeği.
Açacaktır
Elbet
Bizim
Caddelerimizde de
Bayram
Olacak
Halkın
Üstüne
Böyle
Kalsa da
Faşist
Namlular
Namert
Ellerdir
En
Sonda
Bir
Bir
Kırılacak

Yine de gelecekte göreceğimiz güzel günlerin sürekli yürütülecek bir kavgaya bağını tekrar tekrar hatırlatıyor.

Yaşamak
Değişir
Yaşamak
Ölümden Üstün
Sadece
Unutma
Sen
Şu
Bitmeyen 
Kavgayı



and olsun şart olsun

Ben
Böyle
Taşların
Çukurların
İçinde
Kalmışsam
Yalnızsam
Hor
Görülmüşsem
Arkasızsam
Ve
Böyleyse
Bahtı
Siyahım
Yemin
Kasem
Olsun
Ve
And
Olsun
Şart
Olsun
Yerde
Kalmaz
Ahım

gözüm başım üstüne

Şu 
Dünyada
Ayrılık
Var
Ölüm
Var
İlle de
Zulüm 
Var
Gözüm 
Başım
Üstüne
Hangi 
Kitap
Yazıyor
Kardaş
Ben
Calışam
Eller
Ala...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder