2 Nisan 2013 Salı

Liturgy - Aesthethica (2011)

Grubun bu ikinci albümü , tek kişilik bir gösteri galiba grup demişken, ilk albümünden de fazla ses getirdi ve hala dinleyiciyi carrt diye orta yerinden bölmeyi başarıyor. Öncelikle herkes grubun has hatta belki de tek elemanının kendini beğenmiş ve kendini fazla ciddiye alan itici tavırlarına kıl oluyor. Fakat o başka, müziği başka diyip devam edenler de var. Bunlar da ikiye ayrılıyor. Özellikle pitchfork gibi metale entel ve tabi ki yusyuvarlak gözlüklerinin arkasından bakan indielerin bu albümü göğe çıkarmalarına kıl olanlar. Ve aman tanrım, ne orijinal, tam bir manifesto edasıyla yaklaşanlar. Burada üçüncü seçeneği ben oluşturuyorum. O kadar da avangarrt değil arkadaş yafu abartmayın. Tam tersine oldukça değişik müzikal fikirlerin bir manada harcandığına tanık oluyoruz burada ki üzücü. Bir tersine daha, amerikan usulü vokalin çığlık çığlığa, cümlelerin anlaşılmaz bir şekilde müziğe karıştığı ve ritmin alttan alttan gaz verdiği atmosferik black kısımları, yani hiç de yenilikçi takılmadığı vakitler albümün güçlü tarafını oluşturuyor. Yoksa çok da hoş bir ritmin, abartmıyorum arkadaş 7 dakika boyunca sündürülmesi pek akıl karı değil. Bkz. Generation. Zira akapella Glass Earth bile tartışmalı. Süt içmiş viking ergenler korosu gibi tınlıyor. Plağı takılmış Laz türküsü Helix Skull mı müziğin ufkunu açıyor? Geçelim tek kalemde!  Bununla birlikte albüm, True Will ve Harmonia gibi devasa parçalar da içeriyor. Ki onlar bile monolitik değil. True Will yine yanık tenli çıplak vokalin bir girizgahıyla başlıyor. Glass Earth ise bir nevi Harmonia'nın introsu oluyor. Bu noktalarda iyalektik bir sentez yakalanmış durumda.

7,50-/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder