"Romanın başında bilmediği bir küçük köye gelen K. (Kafka bu karakteri (K.) birçok eserinde kullanmıştır, muhtemelen kendisidir), burada kendini kadastrocu olarak tanıtır… Bunun, doğaçlama mı olduğu yoksa K.’nın gerçekten mi oraya atanan bir kadastrocu olduğu belirsizdir… Kadastrocu, meslek olarak, ne alt tabakadan bir insan ne de şatoya girebilecek kadar üst tabakadan biridir… Tam anlamıyla arada sıkışıp kalmıştır… K., bir yandan elit şato memurlarına kendini göstermeye ve ispat etmeye çalışır, bir yandan da köyün çeşitli kişilerine (öğretmen, ayakkabıcı, garson kızlar, arabacılar vs.) kendini saydırmaya… K., ne onlara ne de şatodakilere yaranabilecektir… Öyle ilişkiler kurar ki, bunlardan kimisi içten ve samimi, bazıları tam olarak çıkar ilişkisidir… Ama, K, bunların hiçbirinin bir faydasını göremeyecektir… İçten sandığı kişiler art niyetli, tam tersine toplumdan dışlanmış olanlarsa iyi niyetli çıkacaktır… K., neredeyse evlenmek üzer olduğu garson kızın aslında, bambaşka niyetleri olduğunu kitabın sonunda öğrenecektir (ama Kafka romanı burada yarım bıraktığı için, hikayenin sonrası ne yazık ki bilinemiyor)… Köyde kalmak ve şatodakilerle görüşmek uğruna K., muhtarın önerisi ile köy okulunda hademelik yapmayı bile göze alacaktır… Bu arada, evleneceği garson kızı metres tutan üst düzey amir Klamm’la görüşmek tek amacıdır… Ancak, ona bir türlü ulaşamayacaktır…Şato, bürokrasinin her şeyini, her yönünü temsil etmektedir… Köydekiler ise şatonun (devlet otoritesi) karşısında tam anlamıyla çaresiz vatandaşları… K., bu ögelere (otoriteye) karşı çıkmayı ne düşünür ne de buna yeltenir… Bütün istediği, öncelikle şatodan, bir birey olarak kabul görmektir… Sanki K., şatodan kabul gördüğünde her şey yoluna girecek, var olduğu tespit edilecek, birey olarak özgürlüğüne kavuşacaktır…"Kitap, K.nın kıyafetleri üzerine yaptığı yorumlar sayesinde han sahibinin eşinin dikkatini çekmesi ve en azından altta da olsa bazı bürokratlarla iletişimi sağlayabildiği noktada sona eriyor. Kafkaesk atmosferin güçlü silahı melodramatik sonu sorgulatan bu mecburi bitiş durağı, belki de yazarın sahte bir umut sunarak okuyucuyu alaycılığına ortak ettiği yoğunlaştırılmış bir saldırının ilk hamlesidir.
Yukarıdaki yazıdakinin aksine Dava'da olduğu gibi karakterin etraftakilerin telkinine kulak vermediğine ve kendi kafasının dikine gittiğine tanık oluyoruz. Hatta K., yılmaz bir şekilde hırslıdır ve bu bürokratik yapı içerisinde, çarklar içinde paye sahibi olmayı düşlemektedir.
http://www.filmlervekitaplar.com/franz-kafka-sato-romani-yorum-kafka-filmi-fragmani-steven-soderbergh-jeremy-irons.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder