Çaykovski'nin Fındıkkıran ve Kuğu Gölü baletlerini içeren bu çalışma benim de hiç duymadığım Alberto Lizzio yönetimindeki Londra Festival Orkestrası tarafından icra edilen bir performansı içeriyor ki bu orkestrayı da hiç duymadım. Çaykovski öyle bir besteci ki popülist demeyeyim de kitlenin ihtiyaçlarını hissedip onları memnun edecek şeyleri karşılamada pek hünerli. Tabi konu klasik müzik olunca hitap ettiği kitlenin minimum donanımı, günde 6-7 saat TV izleyen ortalama insanınkinden biraz farklı olacağı aşikar. Bu sebeple Çaykovski'nin yapıtlarını gerçekten seviyorum. Bu sebeple orkestra ya da kondüktörün de etkisi Çaykovski'nin dehasını bir noktaya kadar etkileyebilir. Ki bu spesifik örnekte hiç de fena iş çıkarmamışlar. Yine de anamın karnından hiç bir şeyi tam anlamıyla beğenmeyen, huysuz biri olarak zıpladığım için bir kaç kelamım olacak. Orkestranın hacmi büyük salonları dolduran kalabalık bir müzisyen topluluğundan ziyade daha kısıtlı bir nüveye dayanıyor gibi. Enstrüman çeşitliliği yada ne bileyim performansta verimlilik pek şahane. Ancak ki barok Handel'in gösterişçiliğini sevmeyen biri olarak dahi, buradaki bestelerin icrasının biraz daha büyük, gürültülü olmasını tercih ederdim. Diğeri de pek ünlü sinema filmi Black Swan yüzünden içimde uyanan gerilim dolu beklenti. Kuğu Gölü bu manada beklediğimden daha, çok daha aydınlık. Besteler arasında sadece tempo değil referanslar, tema açısından bile kulağa farklı veriler çarpması ilginç. İspanyol havası bile var. Diğer deyişle çeşitlilik pek çeşitli olmuş yafu. Yine de ilginçtir hemen hemen her parça ve bölümü dinledikçe dejavu etkisi uyandıran bir tanıdıklık hissine kapılacaksınız ki hiç ilginç değil. Hem Fındıkkıran hem Kuğu Gölü popüler kültürün en aşina olduğu, sömürdüğü demek istemedim şimdi, yeniden yorumladığı, değiştirdiği, faydalandığı eserlerden biri. Aslında özellikle Kuğu Gölü'nü farklı kayıtlarda da dinlemek isterim.
8,25+/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder