6.45'in yayınladığı UP'nin atababası Kadıköy Underground Poetix'in ilk sayısı internette dolaşıyor. Sol tarafta yer verdiğim kapağın doğruluğundan bu ilk sayının basım tarihinin 1995 olup olmadığı kadar emin değilim. Yayınevini biliyorsanız Beat ve yeraltı edebiyatına ne kadar düşkün olduklarını da biliyorsunuzdur. İlk sayı da her ne kadar 260 sayfa gibi bir hacme sahip olsa da fanzin ruhunu yansıtan ve biraz da derleme tarzında hazırlanmasıyla ilgi çekiyor. Dolayısıyla Richard Brautigan, W S Burroughs ve oğlu, Bukowski, Voznesensky, İlhan Berk, A D Winans, J Kerouac, A Ginsberg, James Abercrombie, Ed Sanders, Lawrence Ferlinghetti, Artaud, Ralph Waldo Emerson, Stan Brakhage, Jonas Mekas, Ece Ayhan, Jean Genet gibi isimlerin biyografileriyle, eserleriyle ve esin kaynağı olarak dergide yer almaları şaşırtıcı olmamalı. Diğer bir deyişle edebiyatçılar dergi sayfalarına hakim olmakla birlikte sinema ve toplumsal alanlara da damga vuran isimler unutulmamış.
Ayrıca Sanrısal Ayinlerde Kullanılacak Yoga Meditasyon Teknikleri namındaki broşür ve Hacker Manifestosu ve Hakim Bey'in Kalıcı Otonom Bölgeler broşürü, Doğal Çiftçilik bildirileri gibi alternatif açılımlar da zengin bir okuma sunmakta. Ama belki de içeriğiyle, biçimiyle en çok hoşuma giden Garip Hareketi ve Beat Kuşağı makalesi oldu.
Aç bir serçe olsaydım eğer,
Konmazdım sizin pencerenize.
Karınca olsaydım eğer ben,
Geçmezdim sizin geçtiğiniz yoldan.
Siz gassal olsaydınız eğer,
Elbette sizden sonra ölürdüm.
Eğer ben bir ağaç olsaydım,
Sizin bağınızda yeşermezdim.
Fakat büyük bir taş olsaydım,
Yolunuzda boyulu boyunca yatardım.
***
Aşkı Arayan
Bir yanım Beveryli Hiils
Diğer yanım Hollywood
Arada aşkı arayan ben
Amerikaya komunizmi getirsem daha kolay
***
RUS - AMERİKAN ROMANSI
Hem benim ülkemde, hem senin ülkende
İnsan sabaha kadar uyur -- sırt sırta değilse.
Hem ay da bir tane, iki kat altın var
hem benim ülkemde, hem senin ülkende.
Hem fiyatı da aynı, hiçbir şeye değil, bedava
sana gündoğumu, bana günbatımı neyse.
Hem sabah olmadan serinlik pencerede
ne senin suçun, benim suçum ne de.
Hem sevgi var hem de acı vatan üzerine
senin uyduruk sözlerinde, benim uyduruk sözlerimde.
Keşke yarı yarıya azaltılsa sayısı budalaların
hem senin ülkende, hem benim ülkemde
Güzel dizaynı ve ağır içeriği ile şimdilik radarımda yer eden Mürdüm'ün dördüncü sayısı Asaf Halet Çelebi'nin Mansur ismindeki şiiriyle açılıyor ve Salkım Asyalı, Barbaros Çelik, Özgür Yılmaz, Ahmet Mahir, Murat Göktürk, Ali Halim Şişman, Serhat Şenel ve Emir Doğan tarafından devamı getiriliyor. Fazıl Nazari, Şerko Bekes ve Alejandra Pizarnik'ten çeviri şiirlere yer veriliyor.
Duvar isminde öykü, Cahiliye Devrinin Tüm Medenilerine isminde deneme, Masa'dan Mor Deniz'e Şairin Boy Vermesi isminde şiir analizi, Truffaut Truffaut'yu Anlatıyor, Tahran Notları'nın son bölümü ve Hayalet Oğuz'un şiirine yönelik yazılar da düzyazı bölümünü oluşturuyor. Adonis dosyası ise ilgiyi hakediyor.
Nazca çizgilerine asılı sinekkuşlarının gagasında
Dikenleri çiğnenmiş bir gökyüzü var
Gökyüzü her zaman mavi olmak zorunda değil
Yaldızlı mabedimiz turunç kırmızı alevler içinde
Yaldızları dökülünce pası kalıyor geriye
**
Boyunlarından öpelim çiçeklerimizi
***
yanılıyorsunuz
bu elimde tuttuğum kalbim değildir
..
ve küçüğüm bilemezsin
devam etmek bazen
çok zor devam etmek bazen
adım atmak şöyle kaldırıverip ayağı usulca
gel beni dinle
susun da beni dinleyin biraz
hiç kimse olmasın hiç kimsenin
aşkları olsun kurtaralım
mı
herkese yerini bildirelim sade
sade haddini bildirelim herkesin
yoksa bakın olmuyor yani böyle görmüyor musunuz
Bir solukta kendini okutan fanzinde yine usta isimlerle genç nesil bir araya gelip şiirlerini yayınlamakta. Osman Konuk (kuşlara diplomasını/bir şey yerken ağzından kuşların hakkını düşürenler vermeli), Ahmet Güntan, Özgür Göreçki (yerde sigara izmaritleri vardır demek ki yaşanmışlık), Ergun Tavlan, Fatih Çünkioğlu (o sırada annem pencereye doğru iki adım attı. Sadece ben ve Alper'in duyacağı şekilde kendi kendine şöyle bir şey söyledi:Pencereye bak hele. Tam intiharlık), Özgür Ballı, Mihrap Aydın( ben suçluyum, sonusuzluğa/ gözlerimi kısarak bakmaktan), poetik metniyle Fatih Mutlu, çeviri şiirleriyle Ursula Le Guin ve Rose Milligan ve tabi çarpıcı öyküsüyle bugünün iklimi yansıtmada oldukça başarılı bir işe imza atan Mustafa Çevikdoğan bu sayıda yer alan isimler.
Samsa, beşinci sayının kapağına bahar öyküleri dosyasını taşısa da içeriği zayıf kalıyor. S.F. Abasıyanık, Kafka, Fevri ve Ayşe Durmuş'un eserlerinden ibaret dosya oldukça sınırlı. İnceleme yazıları daha ilgi çekici. Captain Fantastik ve Sıradan Adam Ove, Micahlengelo'nun İlk Günah ve Cennetten Kovuluş freskosunun Panofsky yöntemiyle çözümü, Dadaizm Manifestosu ve Türk Romanında 12 Eylül Darbesi gibi başlıklar bu kategoride yer buluyor. Sadece bir şiir yer almakta (Selah Özakın), Ayrıca dosya dışı bir öykü/deneme de mevcut. Pdf olarak okumak için güzel bir fırsat sunmuşlar. Tıklayınız Samsa.
İnternette bulduğum ve ikinci sayısı olduğunu zannettiğim fanzin modern çizgisiyle dikkat çekiyor. Anlayabildiğim kadarıyla istikrarı yakalayamamış yayınlardan biri ve bu durum üzücü. Şiirler genelde mahlaslarla yazılmakla beraber Şenol Erdoğan, Kaan Koç, Allen Ginsberg, Emre Varışlı gibi bilindik imzalara rastlamak mümkün. Çizimler, desenler, grafitiler, görsel şiir, ve fotoğraflara da sayfalarda sık sık yer verilmekte. Otostop ismindeki öykü hoş. Jack London ve bilimkurgu edebiyatındaki yeri üzerine makale keyifle okunuyor.
bir girit radyosu'nun hüzünlü gıcırtıları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder