7 Temmuz 2016 Perşembe

Brian Wood &Rob G &Brett Weldele - The Couriers

Uzun süredir çizgi romanlardan uzak kaldığım dönemi sonlandırmış bulunuyorum. Bilgisayarıma konuk olan ürün tam dört macera içeriyor. Hikaye kanunsuzluğun gırla yürüdüğü yakın gelecek New York'unda kurye hizmeti olarak müşterilerine hizmet veren Mustafa ve Special namındaki iki genç etrafında örülüyor. Bu kurye bildiğimiz kurye değil. İllegal getir götür işlerinden tetikçiliğe gayet geniş bir iş alanını içeriyor. Yazar çizer tayfasının başlangıç sayfalarında belirttiği gibi ilk dönem yaratılarından olmasından dolayı hem ciltler arasında çizim açısından farklılıklar hissedilebiliyor hem de amatörlük belli bir dereceye kadar gözle görülebilir durumda. Amaçladıkları absürt Hong Kong ve Luc Besson aksiyon filmlerinin havasını yansıtmada başarılı olmuşlar. Arabalarla, motosikletlerle, skutırlarla, patenlerle kovalamaca sahneleriyle, uçuşan mermilerle, kavga dövüş sahnelerinin bolluğuyla sonuçları görebiliyoruz. Geniş şehir detaycılığını bir kenarda tutarsak, çizimlerdeki ayrıntılar hep aksiyonu beslemeye yönelik. Bununla birlikte yemek kültürü, silahlar gibi bazı ince noktalar konusunda ayrı bir özen gösterilmiş. Ciltler arasında kaba çizimler bazen japon mangası etkisi ile buluşabiliyor. Son cildin ise tamamiyle taslak halinde basılması tercih edilmiş. Gözler yorgunluktan bitap düşüyor.
İlk hikaye aksiyonunun seviyesi olduğu kadar metniyle de hayli absürt. Nepal'den kaçırılan bir kız çocuğunu havaalanında karşılamaya giden ikilimiz önce Çin mafyasının saldırısına uğruyor, sonra da kızın peşinde şehre varan çatlak bir emekli Kızılordu generalinin paralı ordusuyla işin içine helikopterin de girdiği bayağı küçük çapta bir şehir savaşının içinde bulunuyorlar. Galip, belli. Bütün bu olayların sebebi: kızın Mozart'ın kayıp bir bestesini ezberlemesi ve buna müsade etmeyecek kadar besteyi sahiplenmiş deli bir Çinli. Kız kemanla besteyi tüm şehre dinletirken mutlu son. İlk hikaye olmasına rağmen çizimler oldukça yerinde. Hız faktörünün etrafın flulaştırarak yansıtılması güzel bir ayrıntı.
İkinci hikaye aslında basit bir intikam hikayesi. Arkadaşlarının bir pusuda öldürülmesinin ipuçları, ikiliyi şehir dışında beyaz çöplük dedikleri kırsaldaki beyaz milislere götürüyor. İçlerinde tam dişlerine uygun bir adam ile kızı buluyorlar. Tabanca, bıçak, tekme, tokat girl fight süper. Yalnız çizimler iki boyuta takılı kalmanın sıkıntısını çekiyor.
Üçüncü macera ise bir film projesi olacak kadar iddialı. Zamanda biraz geriye dönüyoruz. Uyuşturucu baronu psikopat Johnny Funwrecker daha 15'inde Special'ı fedai takımının başına geçirir. 12'lik Mustafa ise Johnny için çalışmak gailesiyle kendi zengin ailesinin uyuşturucu stoğunu didikler. Sonunda Special'ın himayesinde yetişmeye başlar. FBI'ın yanına yaklaşmasını Special bir fırsat olarak görür. Funwrecker tahtından indirilirse serbest meslek erbabı olarak önlerindeki fırsatlar kabak çiçeği gibi açılacaktır. FBI'ın operasyonu ellerine yüzlerine bulaştırınca şehir içinde avın ikilimizin olduğu büyük bir av partisi başlar. Kovalamacaya ortalığı savaş alanına çeviren Funwrecker'ın helikopteri de karışır. Çeteler birbirini yok ederken ikilimiz yedi yıl süren bir hapis hayatından sonra yeniden hayata atılır.
Son cilt, daha önce belirttiğim gibi sadece çizimleri sebebiyle değil hikayenin bir miktar sündürülerek uzatılmasıyla da tam bir karmaşa. Mustafa'nın kız arkadaşı şımarık velet Olive, ailesinin fast food dükkanında istemeye istemeye çalışmaktadır. Mısırlı annesinin eski yavuklusu çıkagelir. Türk çetesinin elemanları kafalarında feslerle felan dolaşıyor. Hah hah ha! Neyse liderleri kadına kafayı takmış, haraca bağlamak aslında intikamın bir vesilesi. Olive deliriyor, o da silaha sarılıyor. Ailesinin kaçırılmasına sebep oluyor sorumsuz davranışları. Yine de ailesinin hayatını hiç haz etmediği Special kurtarıyor.

7


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder