6 Mayıs 2014 Salı

James Blake - Overgrown (2013)

Önce James Blake müziğinde sevmediğim şeyleri sıralayayım: Ağlak vokal, kopyala yapıştır bestecilik tarzı, tamamlanmamış bütünlenmemiş yama şarkılar, bu albüm temelinde de sönük şarkıların mevcudiyeti (2. şarkı, rap şarkı). Bunların olumsuz anlamda etkisi elbette güçlü oluyor. Yine de şöyle eğri otursam da doğruyu konuşmak boynumun borcu. İlk albümünden beri ruh anlamında hayli yol katetmiş. Vokal performansını mümkün olduğunca zengin bir biçimde sergilemekten kaçınmıyor. Daha albümün başlangıcında Overgrown ile gelen bu etkiden kaçamıyoruz. Soul ve R+B müziğini ve koroları tek başına yeniden yorumlayabilmesi müziğindeki derinliği gösteriyor. Bunu yine çok farklı bir yerden esin kaynağı olan Burial tarzı dubstep ve elektronik öğelerle yaratıcı bir şekilde birleştirebiliyor. Kilit kelime yaratıcılık olsa gerek. Elektronik öğelerin muhteşem baslarla, Portishead'ın son albümü desem, baskın hale geldiği Brian Eno destekli Digital Life ve ondan da önemlisi favori şarkım karanlık bir club havasını yansıtan Voyeur, albümün ne kadar da remikslenmeye müsait olduğunu gösteriyor. Süreleri kısa geliyor vallahi. Diğer yandan başlangıçta bahsettiğim yarım kalmışlık hissiyatıyla yaralanmasalar daha iyi olurmuş herbirşeyler. Binaenaleyh böyle karakterli bir albümü kotarabilen genç arkadaşımızın işlerini ilerki yıllarda da takip etmek şart oldu.

6,75/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder