İlk yarım yamalak dinlememde yine progresif metalle yıldızım barışmayacak galiba dedim kendi kendime. İkinci yarım yamalak dinleyişimde acabalara düştüm, ben de umut mu var yoksa? Üçüncü yarım yamalak dinleyişimde hele bir durlardaydım. Bir şeyler dönüyor burada. Kader kısmet baştan sona pek dinleme fırsatı bulamadım. Hem müzikten yavaş yavaaş elimi eteğimi çeker bulmamdan kendimi. Hem de 70 dakika dinlemesi özünmesi zor bir müziği aralıksız dinlemenin etkisi. Neyse ne, sevdim sonuçta. Türün bütün klişelerini içeriyor, tempo değişiklikleri, polifoni poliritm aksak ritimler funky thrash ve modern metal etkileri yine savaş konulu bir konsept vessair. Bunların bir kısmı benim için itici bir kısmı ilgi çekici. Ama vokal harmonilerin etkisi ve bütün bu karmaşanın melodiyle başarılı yoğrulması albümü dinlenir kılıyor. Dinlenir ve keyfalınır. Çünkü yeri geldiğinde tekrarlardan da kaçınmıyor grup.Bakınız mükemmel balad Oblivion Ocean. Bas gitarın cazın funkın metalle harmanlandığı ve süper bir gitar solo içeren People Passing By. İlk dinlediğimde bu bir Nevermore! nidalarına boğulduğum Nightmist. Her türlü değişik enstananeyi 5 dakikaya sığdırmanın öyküsü To The End. Progresif metali sek değil power ya da black metalle sulandırarak dinleyebilen biri olarak iyi yol katettiğime inanıyorum bu albümle.
8,25/10
We're all nomads forever on our way
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder