24 Haziran 2012 Pazar

New Universal: Everything Went White (W.Ellis/S.Larroca) / Fluorescent Black (Nilson,Cox,Cox)

Hikayesi yarıda kesilip erkence bitirilen bu çizgi roman serisi çok da orjinal olmayan bir konuyu okuyucuyu beklentiye sokacak bir örgü ile birleştirerek daha konuya yeni girmiştik, e şimdi ne olacak soruları ile yalnız bırakıyor. Kısacası mevzu şu: Dünya yeni bir evrensel boyuta giriyor. Ve bir makine tarafından insanoğlunu hazırlayıp ruhsal sıçrama yapmasını sağlamak amacıyla 4 kişiye olağanüstü özellikler yükleniyor. Kısacası daha önce hiç tanımadıkları süper güçlerle kendilerini bulan ve bunla başa çıkmaya çalışan kahramanların hikayesi. Yalnız benzer durumlara karşı amerikan ordusu da geliştirdiği protokolu izleyerek bu süper insanları yok etme amaçlı peşlerine düşüyor. Onlar için biz sıradan inanlar böcekten farksız olacağız temalı bir kabul mazeretiyle.  Tam karakterleri tanıyıp heyecan başlıyor işte derken seri bitiyor. Güzelmiş aslında yani.

Fluorescent Black ise Heavy Metal dergisinden apartmalığa istinaden gore mu gore kanlı mı kanlı rengarenk yapış yapış nemli sıcak ve alacabulaca kaotik bir renk karmaşası suuyor. Okuması izlemesi çizimleri ayırtetmesi arada güçleşiyor yani. Konu da kalem kadar keskin. Gen teknolojisinin über geliştiği bir alternatif çağda parası yetip de genleriyle hastalıklarını iyileştiremeyenler ya da marjinal takılanlar hemen karşıdaki İndonezya kentine sürülüyor. Bu kent ise doğal olarak yaşamaya çalışan ve yaşayabilmek ve yapabiliyorlarsa gen tedavisi masraflarını karşılayabilmek amacıyla her türlü kirli işleri yapabilmek için her yolu mübah sayan binbir tür ecüş bücüş insanın doldurduğu cehennemden farksız bir mekan. Disütopya. Erkek karakterimiz de kızkardeşi ve annesi ile buraya sürülmüş, bir süre sonra annesini bir ayaklanmada kaybedince onun vücudunu organ toplayıcılarına satmış ve sonradan da mahalledeki diğer çetelerle çarpışacak güçte bir arkadaş grubun liderliğini yapmış birisi. Hatta aşağıda böyle bir çarpışma neticesinde organları ayıklarken görüyorsunuz. İçlerinde kendi arkadaşlarından biri de var. Zira israf günah. Öykk! Neyse Singapur'daki bir gen laboratuvarı ile bir anlaşma imzalıyor ama boynundan büyük işlere kalkışmanın sonucunda tabi ki kişisel yenilgiyi tadıyor, tüm arkadaşları ve kızkardeşi ile birlikte. Ancak insanlığın kurtuluşu yönünde kazandığı bazı güçlerle birlikte laboratuar kaçkını olan saf sevgilisi kitabın sonunda iki şehir arasındaki sınırın açılmasını sağlıyor. Ve herkese sağlık sigortası kapsamında hizmet vermeye başlıyor maşallah. Bireysel yenilginin sosyal zafere dönüştüğü an efenim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder