Irfan, Pers müziği nirengi noktası olmak üzere Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafyadan beslenerek çok çeşitli yerel enstrümanların da devreye sokulduğu senteze dayalı bir dünya müziği icra ediyor. Bulgaristan kökenli olmalarına rağmen hem kayıtta hem de icrada olması gerekenden belli bir miktar fazlasıyla tertemiz, ACE beyazlığında steril bir performans sergiliyorlar. Belki de oryantalizm eleştirisinden kaçınma dürtüsü kaygı olarak su yüzüne çıkıyor. O kadar her şey olması gerektiği gibi ki. Hani bateri için drum machine icat etmişler, ritimler için bilgisayardan destek alıyor müzisyenler ya. Acaba bu kadar çeşitli enstrüman için de mekanik bir şey mi icat ettiler? Sorun şu ki müziğin duygusallığını yeterince geçiremiyorlar bence. Her ne kadar ait oldukları Slavik kültürle birebir örtüşmese de gregoryan etkili Isparaz'ın istisna olmasını da buna bağlayabilirim belki. Bu yüzden dinleyen üzerinde sinematik/soundtrack etkisi bırakması kaçınılmaz oluyor. Kadın ve erkek iki vokalden elbette kadın olan daha etkileyici. The Eternal Return'ün üçüncü kayıtları olmasına bağlı olarak bahsettiğim sorunun üstesinden gelmelerini beklerdim. Ya da bir ben böyle hissediyorumdur, bilmem artık.
6,75/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder