26 Mayıs 2015 Salı

Metronomy - Love Letters (2014)

Beni dumurdan dumura uğratan bir çalışma. Biraz sabırla en azından dinlenebilir, duyumsanabilir duruma geliyor. Kulağıma gelen bu yabancılığın sebebi albümün büyük oranda seksen ve öncesi ,altmışlara kadar gidiyor, dönemin farklı akımlarını kendine dayanak olarak alması. Bazen değerlendirecek kelime bile bulamadığım anlar oluyor. Monstrous misal barok keyboard ile açılıyor ve anlamlandıramadığım, böyle de bir kelime yazdım ya hah ha, bir melodi ile devam ediyor. Art pop, indie pop, progresive pop diye bir tür tanımı varsa eğer tam da o yaptıkları. Yani dinlemeden önce beklediğim elektronik dans ekolünü hayli esnetmiş durumdalar. Synth ağırlıklı olmakla beraber trompet gibi farklı enstrümanları da dinlemek mümkün. 70'lerin prog rock çalışmaları geliyor aklıma. Bununla birlikte Love Letters gibi tarihin tozlu raflarından gelen şarkının ritmi sözkonusu edildiğinde chillout bir dinleme de değil. Yine de analog kaydından belki de nostaljik, hippievari ve dinlendirici, tüm bahsettiğim ritimlere rağmen, sakinleştirici bir etkide bulunduruyor dinleyici üzerine böyle yumuşak yumuşak böyle pembe pembe. Unutmayalım ki ünlerinin yürüdüğü önceki albümleri English Riviera'nın gölgesinde kalıyor bu çalışma, kalıyormuş. Dolayısıyla o albümüne de bir kulak atmak lazım. Bu arada Month of Sundays, yine garip bayan vokaller eşliğinde elektrogitarların da devreye girmesiyle pek hoş. Su ve kuş sesleriyle tam bir Akdeniz şarkısı The Most Immaculate Haircut da öyle.Yağ bu albüm bi garip.
Toparlarsak, ilk dinlemede ara sıra haddini aşan bir vokal ve sakinliği bozan çıkıntı ritim ve melodilerle ayrıca kuşak farkı dolayısıyla gelişen yabancılıkla bu ne lan! dedirtse de biraz sabırla oldukça farklı ve bir seviyeye kadar keyif alınabilecek bir çalışma ile karşı karşıyayız. Mütevazi olmayalım, meyvesini alacaksınız.
One Love layap'larından Jose Gonzales'i de konuk edelim, bakalım sayfamıza.

6,75/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder