7 Eylül 2013 Cumartesi

China Mieville - Perdido Sokağı İstasyonu

Yeni dönem fantastik kurgu okurunu bile şaşırtıcı zenginlikte bir dünya sunan yazar sosyalist fikirlerinin de etkisiyle fantastik kurguya egemen olan bazen de maksadı aşan rahatsız edici klişeleri yıkmak için çaba gösteriyor. Bir kere dünyamıza egemen olan şehir devleti Yeni Crobuzon, demiryolları hatlarının kestiği farklı mimarilere sahip mahallelerden oluşan multietnik bir yerleşim yeri. Sadece şehir değil bu kentte azınlıkta olan kafa olarak bokböceği vücuduna sahip geri kalan uzuvları ise insana benzeyen dişi Kepriler, tatlı sudan bir günden fazla uzakta kalamayan insansı kurbağa Vodyanoiler, insansı ve sokak bitirimi kaktüsler, kuş adam Garudalar'ı da eklersek steampunk öğeleriyle bütünleşen grotesk çizgileri de daha iyi anlamış oluruz. Elbette mahkemelerde ceza olarak vücutları makinelerle ve hatta başka canlılarla birleştirilen tekrar yapımlara da tanık oldukça bu ırkların doğuşunda da böyle bir tetikleme mekanizması var mıdır, insan merak ediyor. Bu şehrin hükümeti sadece yüksek vergileri ödeyen oligarşik bir seçmen kümesi tarafından belirleniyor. Böyle bir ortamda üniversiteden dışlanmış bilimadamı Isaac ile tanışıyoruz. Lin ismindeki bir Kepri ile gönül ilişkisini, kızın rahat sanatçı çevresi tarafından kabul görse bile tutucu bilim çevrelerindeki itibarını düşünerek gizli tutuyor. Arkadaşları David ve Lublamai onların köpeği ve robotu ile birlikte paylaştığı bir atölyede hem kalıyor hem de çalışarak günlerini geçiriyor. Lin ise Alaca diye bilinen bir mafya patronundan heykelini yapması teklifini alıyor. Acımasız Alaca onlarca uzuv ve organ birleştirilerek oluşturulmuş bir tekraryapım ve bu halinden mutlu görünüyor. Bir gün Isaac'a kanatları ceza olarak güneydeki yurdunda kesilmiş olan bir Garuda başvuruyor. Al bolca para beni tekrar uçur der. Yagarek'in gelişiyle enerji dönüşümü üzerine teorik çalışmalarında ilerleme kaydetmeden önce yeraltında bağlantılara sahip Lemuel sayesinde atölyeyi yüzlerce uçan mahlukat, tırtıl ve koza örmesi muhtemel her bir şeyle doldurur. Enerjiyle ilgili fikirlerindeki sıçrama sonucu hepsini serbest bırakır biri hariç. Büyük ve renkli bir tırtıldır bu. Hiç bir şeyle beslenmez, ta ki hayalsalgısı adıyla satılan bir uyuşturucuyu sevdiği kazayla keşfedilene kadar. Neticede o da koza örer kendine. Bu tırtıl hakkında kimsenin bir bilgisi de yoktur bu arada. Çiftimizin en yakın arkadaşlarından Derkhan ise Başıboş Şiddet ismindeki muhalif ve devrimci illegal bir derginin editörüdür. Neyse, atölyeye bir gün geri geldiğinde Isaac devinimsiz yatan Lublamai'yi bulur. Ve kozanın kafesi kırıktır, kozadan yaratık çıkmıştır. Ejderhaya benzeyen bu yaratık avlarının rüyalarını hayallerini ve aklını yiyerek beslenmektedir. Süt olarak da aslında hayal salgısının daha damıtılmamış halini üretir. Kozadan çıkan yaratık şehirde tutsak tutulan daha büyük 4 akrabasını Alaca'nın üssünden kurtarır. Alaca devletin savaş makinesi olarak yetiştirip kontrol edemediği için ona sattığı Islak Pervane denen bu yaratıklarından hayalsalgısı mahsul etmektedir. Kısaca şehirde dehşet saçan 5 yaratık uçmaktadır. Geceleri insanların üzerine de kabus çöktüğünden huzursuzluk artmaktadır. Belediye başkanı Rudgutter, önce cehennemdeki zebanülerle irtibate geçer. Onlar bile bu yaratıklarla karşılaşmak istememektedir. Sonrasında dev örümcek fiziğinde görünen boyutlar arasında dolaşarak ağları tamir eden yaratık tarafından yardım istekleri kabul görür. Tabi ki bu örümcek de kontrol edilemez bir egzantrikliğe sahiptir. Hiç olmazsa insanları hipnotize eden pervane kanadına karşı bağışıktır. Hükümet de halktan gizli ters aynalı miğferli askerlerle birlikte müdahil olmaya çalışır. Diğer yandan Isaac önce durumu anlamaya çalışır, sonra ise bu yaratıkları yok etmek için kendi mücadeleye atılır. Arkadaşı David tarafından ihanete uğrar. Atölyenin robotu tarafından uyarıldıklarında henüz bilmedikleri bu yapay zeka karşısında dilleri tutulur. Bu arada Lin, Alaca tarafından ele konur ve işkencelere tabi tutulur. Alaca da Isaac'in peşindedir. Hükümet Vodyanoi liman işçilerinin grevini bu süreçte kanlı bastırır, derginin diğer editörünü işkenceyle katleder. Derkhan da artık kaçak durumundadır. Atölye'ye yapılan baskından kaçtıklarında  Dokuyucu da denen dev örümcek gelip gruba yardım etmiştir, bu esnada hem hükümet milislerinin hem de grubumuzun birer kulağını da kesivermiştir. Isaac, Derkhan, Yag, Lemuel ve ev temizlik robotu kendilerini şehrin lağım sisteminde bulur. Sonunda robot onları çöplüğe götürür. Burada ölü bir adamı kendine kabloyla bağlayarak iletişim kuran dev bir robot daha doğrusu ana kumanda merkezine götürülürler. Yapay zekaya sahip bu ana bilgisayar virüsnü kendisine tapan bir kaç yüz insan ve insansı sayesinde diğer robotlara da geçirmektedir. Isaac'in kokusunu vurgulattıran bir mekanizmayı kafasına bağlar, zorla . Kokusunu alan ufak Islak Pervane geldiğinde robotları öne sürer ve vinçle onun ezilmesini sağlar. Pervaneler biyolojik akla sahip olmayan robotlar karşısında savunmasızdır. Tabi ki hükümetin varlığını öğrenmemesi için robotların katkısı gizli devam ettirilmelidir. Kendine Robot Konseyi diyen bu varlık Isaac'in dönüşüm makinesine ihtiyaç duyduğundan yardım etmektedir. Öyle bedava değil. Ekibimiz pervanelerin yuvasının kaktüs insanların mahallesi Cam Ev'de olduğunu öğrenir. 3 paralı fedai ile birlikte gizlice giriş yaparlar kente. Yuvalarındaki yeni yumurtaları yok etmeyi başarsalar da pervanelere zarar veremezler. İlk önce fedailerin ikisi ölür, kaktüsler de saldırının kendilerine yapıldığını zannederek Lemuel'i öldürürler. Sonuçta robot konseyi ile birlikte yeni bir plan geliştirilir. Metrelerce döşenen kablolarla şehrin merkezi Perdido Sokağı İstasyonuna tertibat çekilir. Yaşlı bir adam kurban olarak seçilerek bu teçhizata bağlanır. Dokuyucu da onlara katılarak kendi zihnini, robotun ve bu kurbanın zihniyle birleştirir. Bu lezzet fırtınası karşısında pervaneler teker teker konarak adamın aklını yalayıp yutmaya başlar.Ortada şöyle bir sorun vardır. Robot ile dokuyucunun zihni insan ve insansılardan farklı olarak besleyici değil şişiricidir, doymak bilmeyen bir iştahı tetikler sadece. Sonuçta pervaneler birer birer şişkinlikten patlayarak ölür. Sonuncusu da tam ölecekken milisler saldırır. O kaçar kurtulur. Bu sefer de yardıma şehirdeki kötüleri avlayan tekrar yapım kanun kaçağı Jack Peygamberdevesi yetişir. Bu arada Dokuyucu yine ekibi alır oradan kaçırır. Vardığı yer ise Alaca'nın karargahıdır. Çünkü pervane de oraya gitmiştir. Isaac Lin'i bulur ama yaratığın saldırısında sevgilisinin aklının yarısı uçar gider. Sonrasında zihni bir çocuktan farksız hale gelir. Alaca'nın özel ekibi yaratığı öldürmeyi başarır. Ekibimizden geri kalanlar Isaac, Derkhan, Yag ve Lin şehri kurtarmıştır kurtarmalarına ama gizli gizli kuytu köşelerde saklanmaktadır. Derkhan'ın buradan artık gidelim çağrısına Isaac, Yag'a verdiği sözü tutarak dönüşüm makinesini çalıştıracağı itirazıyla karşı koyar. Ancak bu kaçak yokluğunda parçaları bile tamamlaması çok güçtür. O esnada başka bir Garuda gelerek Yag'ın suçunu anlatır ve ona yardım etmemesini ister. Yag tecavüzcüsüdür. Isaac düşünür taşınır ve Yag'a olmadığı sırada mektup bırakarak ona yardım etmeyeceğini belirtir ve orayı terkederler. Yag ise işlediği suçun utancını zaten bütün benliğiyle hissetmektedir. İhanet karşısında tuluklarını yolar, gagasını bile kırmaya çalışır. Jack Peygamberdevesinin kendine katılma çağrısını reddedip kalabalığa kendini insan sanarak katılmasıyla kitap sona erer.
Kitap yavaş temposu ve tuğla hacmiyle hızlı bir okuma sunmaktan uzak. Konusu ve çizdiği arkaplan manzarası dehşet ilgi çekici olmakla birlikte bir koşuşturmanın bile ortasında durup mekanların ısrarla ve detayla anlatıma tabi tutulması ve bunun pek çok kez yapılması sürükleyici engelleyen unsurlar olarak göze çarpıyor. Zaten kafamızda karanlık bir şehir öğesi belirmişken aşırıya kaçan fazla tasvirler okuyucu bunaltacaktır. Diğer yandan Tanrının eli denen olguya bura da sıkça başvurulduğunu görüyoruz. Alışılmışın dışında gerçekçiliğe yakın çizdiği kompozisyonla bu tarz yapımları tercih eden okuyucu mest olacaktır. Diğer
taraftan karakterlerin hikaye kaldıracak kadar bir kuvvete sahip olmadığını da söyleyebilirm. Yine de iyi bir başlangıç olarak düşündüğüm bu kitabın ardından yazarın aynı evrende geçen diğer kitaplarını da gözlüyor olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder