Kasıtlı olarak okumayı uzun süredir ihmal ettiğim Nietzche'ye, artık her yerde karşılaştığım referanslardan gına gelmesinden ötürü bir el atmanın vakti geldi de geçiyor. Nazizmden anarşizme oradan modern felsefeye herkesin kendinde bir şey bulduğu ya da orasından burasından çekiştirdiği yazarın en ünlü eseri tabi ki İşte Böyle Dedi veya Buyurdu Zerdüşt. Kabalcı baskısı bir dönem başbakanlık da yapmış Ord.Prof.Dr.Sadi Irmak tarafından çevirilmiş. Yani sözkonusu kitabın ilk dlimize çevirisi.
İlk olarak hedef tahtasına koyduğu dinlerin sembolik diliyle kutsal kitap ayetlerine benzer yazım tekniği ve dikkati üst noktada tutacak masalsı anlatımı kafamızda oluşmuş kasvetli Nietzche imgesini bir noktaya kadar yıkıyor. Yine de kolay bir okuma olduğunu söylemeyelim ve anlatılanların hepsinin üstünden geçmek gibi bir gayret içine de girmeyeceğim. Öz olarak bugüne kadar bize öğretilen sebatkar, ahlaklı, öbür dünyaya çalışan kısaca minimal yaşamayı öğreten anlayışı tersine çevirerek hayatı olumlayan, arzu ve istenci ön plana alınması gerektiğini vaaz eden bir bakış açısı sunuyor bize. Buradaki amaç Tanrı'yı aşmış yaratıcı bir sıfata sahip üstinsanın doğuş aşamasına hazırlık aslında. Gündelik hayatta karşılaştığı olumsuzlukları kendini güçlü kılmak için selamlayan bir savaşçı, iyilik-kötülük gibi ikili zıtlıklara dayalı geleneksel ahlakı aşmış bir üstinsan modeli çobanın da oyunu bir sayan ayaktakımınca lekelenmiş bir demokrasi tanımın da ötesinde konumlanacaktır. Dolayısıyla geleneksel ahlakı temsil eden dinadamları, bilgeler ve siyasetçiler bu ayaktakımı ile birlikte aynı eleştiri yağmurunun hedefidirler. Peki ben bu okuma neticesinde ne düşünüyorum? Özünü daha önce bilmekle birlikte güçlü sembollerle desteklenmiş aforizmaların temsilinde bu görüşler, her ne kadar öyle yaşamasamda şu an, geçmişimde önemli bir ağırlığı bulunan sufilikle yoğrulmuş benliğimi yine de afallatmakta büyük bir başarı gösteriyor bu yapıt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder