Geçen ayki sayı dosya konusunun içeriğiyle göz doldurdu. Ece Ayhan. Dosyada imzaları yer alanlar, Haydar Ergülen, Konur Ertop, Özge Uysal, Gökhan Öztürk, Cengiz Özdemir, Ülkü Başsoy ile söyleşisine yer veren Oğuzhan Yeşiltuna, Lale Müldür. Lale Müldür şiirine de yer verilen sayıda diğer şairler Zafer Yalçınpınar, Can Bonomo, Ali İhsan Bayır, Akin Metin Sözüpek, Halime Mengüş, Arya Beyoğlu, Emre Varışlı,Bilal Acarözmen, Nafizcan Önder, İsmail Sertaç Yılmaz, Alp Yenibalcı oluyor. Bir Ölümden Ömür İhtimali isimli Batuhan Aşıktoprak öyküsü nispeten hoşuma giden bir düzyazı örneği.
acil servis/ emre varışlı
bekliyordun, bekleme salonundaki eski dergiler gibi
herkes sustuğunda bir içkiye hazırlanırdın sanki
neden şimdi sevdiğin şarkılar gelmiyor aklına, jesus is my girlfirend mesela
çünkü bol sloganın az hayatın emrivaki
çünkü yaşam cihazlarına bağlı olan bir vücut gibi
hayvanın heyecanlı, sen değilsin
hava soğuk, köpeklerin havlaması kesildi
beyaz badanalara yazılanlar çoktan okundu
yaz savaşları başlamak üzere bitmeden yas, piknik ve klima
pireli ceketlerin içinden çıkmak üzeresin
alini öldürmeden önce bana dokunsaydın
bakımlı serseri, konuşmak istesen boğazında kar ve çivi
bekle plastik çiçek gibi...
insan bir şeye uzak olur.
Nisyan dergisi 13. sayının kapağını yaşadığımız günlere nazaran siyah'a ayırıyor. Bunun izleri Habaz adındaki öyküye de yansıyor. Öykü ve denemeleriyle bu sayıda yer alan isimler Savaş Sarıaslan, Samet Çalışkan, Bahadır Uzun, Fikret Osman, İrşad Dursun, Duygu Özsüphandağ Yayman, Yetmiş Sekiz, Mina Maraşlıgil, Ozan Özkan, Peyami Safa Gülay. Ülkü Tamer'in Ağıt isimli şiiri arka kapakta yerini bulurken, Gökhan Doğan ve Süleyman Güney'in mısraları da sunuluyor. Reşad Ekrem Koçu'nun İstanbul'daki veba salgını konulu tarihi alıntısı oldukça çarpıcı. Elbette Refik Murad Münekkid'in eğlenceli yazısı unutulmuyor. Bir aşk mı doğuyor acaba?
Beşinci sayıda mercek altına alınan isimler Ahmet Haşim, Edip Cansever, Maurice Druon ve tabi ki George Orwell oluyor. Rus sinemasının öne çıkan örneklerinden Leviathan ve Düşkün Leylekler Evi başlığıyla kuş evlerini konu alan kurgusal olmayanlar yazılar okunabiliyor. Rumeysa Oğuz'un öyküsü oldukça keyifli, kara mizah sinema tadında. Yalnız bu sayıdaki öykülemeyi pek tutmadım. Dergi ve fanzin enflasyonunun yaşandığı bugünlerde bir müddet daha takipte kalacağım yayınlardan.
Samsa sayılarını internette pdf olarak okuyucuyla paylaşma kararı vermekle iyi etmiş, zira geçen ay son nüshasını ben almıştım karanlıklar efendisi mefistonun raflarından. Yeri gelmişken sanal aleme geçiş kapısının adresini de vereyim, tam olsun.
http://samsadergi.blogspot.com.tr/
Dergi/fanzin bu sayısını İranlı Kafka Sadık Hidayet'e adamış. Sadece yazar hakkında inceleme yazılarına yer verilmemiş aynı zamanda Fars dili ve edebiyatında uzman, Sadık Hidayet çevirileriyle de uğraşmış Mehmet Kanar ile de bir röportaj sayfalarda yer alma imkanı bulmuş. Modern Dünya Asfaltı isimli öyküyle Mehmet Burak Batukan dilencilik olgusuna başka bir açıdan kapı aralıyor. Ayşe Durmuş'un hikayesi de anı odaklı olması sebebiyle sıcak bir okuma sunuyor. Frank Sacco'nun Franz Kafka Bir Psikoanaliz başlıklı makalenin çevirisi ile Sen Şarkılarını Söyle ismiyle gösterilen Inside Llewyn Davis adındaki filmin psikanalitik göstergebilimsel çözümlemesi bu sayıyı oldukça çeşitlendirerek okumayı cazip kılıyor.
Sevgilerde/ Behçet Necatigil
Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder