Tahmin ettiğimden daha az baskı yapmış bu roman getirdiği toplum eleştirisi ile ilginç bir yerde duruyor. Cumhuriyet değerlerini ahlaki erozyon olarak yorumlayanların tefe konduğu bu roman yazıldığı parti devleti döneminde ödül dahi almış. İşin merak uyandıran kısmı ise yazarın yönetiminde yer aldığı partideki politik duruşu.
İsmi anılmayan genç ve başarılı bir bankacı, pansiyon olarak işletilen bir apartman dairesinde oda kiralar. Diğer odalardaki kişilerle, gidenlerle kalanlarla tanışmaya başlayıp samimiyeti arttırdıkça biz de onlarca kişinin endam ettiği bir podyuma davet ediliriz. Yalnız bu durum kafa karışıklığı yaratmaz, karakter tahlilinin yapıldığı paragraflardan ziyade bu kişileri bankacının yorumlarıyla ve yaptıklarıyla,edimleriyle tanırız. Zaten yer yer deyimlerle de süslü kısa diyalogların yoğunluğunu da düşünürsek roman, bu bol karakter sorununun önüne geçmesini biliyor. Bankacımız komşularıyla haşır neşir oldukça kumarın, zinanın, sadakatsizliğin, rüşvetin hakim olduğu bir dünya içinde kaybolmaya başlar. Doktor arkadaşının o evden ayrılıp birisiyle evlenme tavsiyesini de hep gözardı eder. Bankacının gözlemlediği gibi arkadaşı sonra bizzat o kızla evlenecektir. Turhan isminde odasını kumarhane gibi işleten evli bir kadınla yürüttüğü ilişkisi kadının işlerini büyütüp kumarhaneyi bir daireye taşımasıyla son bulur. Sonrası çorap söküğü gibi gelir, evden ayrılanlar, hasta olanlar, faili meçhul bir cinayet ve nihayetinde sevdiği bir tanıdığı olan Hasan abisinin ağır hastalanması. Ölüm döşeğinde vasiyetine uyarak Hasan'ın kızına sahip çıkar ve kızıyla yakınlaşmaya başlar. Kitabın vurgusu aralarında filizlenen bu aşkın dış görünüşe dayanmamasıdır. O dönemde yazılan diğer romanlar gibi akıcılık ve didaktizm sorunu yaşasa da farklı karakterler sayesinde göz önüne serdiği farklı sorunlara ince değinmeler metni zenginleştiriyor. Sonrasında bir tiyatro oyunu izlemişsiniz hissine kapılmamanız mümkün değil.
8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder