İlk dinlediğimde müziğin başlamasıyla ayağım yerden kesildi ve şehrin göbeğinde oturacak bir yer aradım. Zaten işin içinde Portishead elemanlarının olduğu bir projeden daha azını bekleyecek de değilim. Portishead'i de bilen bilir, cazın oldukça karanlık bir formu temellerden birini meydana getirir. Burada ise, burada dediğim 5. albüm oluyor bu, bir caz grubunun alternatif ve deneysel bir rock müzik icra ettiğini düşünün. Hayli canlı ritimlere sahip besteler farklı yönlere uzanıyor. Ki funky öğelerin baskın olduğu üçüncü şarkıda bu açılımın biraz fazla kaçtığını, bu ve Green Herring isimli şarkıda (yalnız bu şarkının sonlarına doğru metalik kopuş anı ardından kendini temize çıkardığını eklemeliyim) işlerin biraz laçkalaştığını düşünüyorum. Diğer aldığım izlenim zaten dinleyiciyi biraz sarsmayı hedefledikleri ki muhtemelenbu düşüncelerimi çok da iplemeyecekleri manasına geliyor. Diğer yandan saksafon, trompet, bateri, bas gibi enstrümanların bu şekilde çalınabileceğini hiç düşünmezdim bile. Denizaltı yaşam konseptine gönderide bulunan efekt-if tarz ile birlikte aslında modern çağların hızlı dinleyicisini, kendimi tarif ediyorum, ağına bu kadar çabuk düşürebilmesinin bir sebebi de albümün her tarafına öyle yada böyle yayılmış elektronika mantığı. Doğal olarak bateri performansında bu izler daha belirgin. Neyse, uzatmaya gerenk hiç yok. Dinlenmeli kesinlikle. Kesinlikle dinlenmeli.
8,50/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder