14 Mart 2010 Pazar

Neden Saçların Beyazlamış Arkadaş - Part 666

Ohara film listelemeyeli aylar geçmiş.

Star Wars 1-2-3-4-5-6 ya da 4-5-6-1-2-3

Her zaman derim Star Trek>Star Wars. Çoğunu izlemediğim bu seriyi izlemeyi tamamlayınca da ne kadar haklı olduğumu gördüm. Tabi burada karşılaştırdığım şey filmler değil tüm konsept. Ayrıca Darth Vader'in neden büyütüldüğünü de anlamış değilim. Açıkcası İmparator hem daha kuul hem de oyunculuğunu konuşturan ender isimlerden biri. Öncelikle çağdaş 3 filmin ilki tüm seride olduğu gibi şapşal yaratıkların şapşal davranışlarından eziyet görüyor. Üstelik bilgisayar efektlerin komikliği de gözleren kaçmıyor. Anakin'i oynayan genç berbat, yönetmenlik özellikle ikinci filmdeki aşk sahnelerinde berbat. Anakin'in Vader'a dönüştüğü 3.süsü biraz daha iyi. Ama bu dönüşüm de bence hiç mantıklı değil, über abartılı. 70'lere dönersek ilk filmde dar bir bakış açısı kullanılmış, TV dizisi mantığında. O döneme göre bu ilk üç serinin görüntü kalitesi gayet güzel olsa da 2. filmde çok daha iyi olabilecek kar kaplı savaş sahneleri cortlamış. Vader'in imparatorun kıçına tekmeyi basıp tövbe estağfürullah getirdiği son film biraz da temposuna bağlı olarak keyifli bir izlenim sunuyor. Tabi oyuncak ayıları görmezden gelmek zor. İzlemeye sondan başlayıp ilk filmde Vader'i amiralin yaveri olarak görmek ayrı bir hayal kırıklığı yaratıyor.
CNBC-e için üç kere: yip! yip! yip!

Aşk Tutulması

Yerli sinemada iz bırakacak kadar iyi olabilecekken 70'lerin sıcak ortamıyla bütünleşmeye amaçlayarak elindekinden de olan film modern vakitlerde filizlenen bir aşkı anlatıyor aslında. Fenerbahçe'yi baygınlık getirtene kadar kullanması yönetmenin, iyi işlenen mizahi öğelerin artık sonlarda ciddi ciddi bir anlatım gayretine bağlanması ile birlikte zayıf yanlarını oluşturuyor. Keyifli mi özellikle ilk yarısı..

Star Trek 2009

Süper keyifli bir film, bi nane hatırlamıyorum ama, hah haha. Sanırım Kaptan Kirk'in gençliğine gidiyoruz. Yeni akademiye başlayan haşarı genç. Spock geçmişe zaman yolculuğu yapıyor. Ya öyle bişeyler işte..

Paprika

Enteresan azcık sürrealist bir anime. Rüya alemi ile gerçek istismar edilen bir deney çalışmasının ardından birbirine karışıyor. Gündüz saygın bir bilim kadını gece yani rüya aleminde Paprika adıyla vamp bir kadın.. Çok da rahat koltuğunuza yaslanıp izlerken keyifle kahvenizi yudumlayacağınız bir film değil. Düşündürüyor yani.

Star Trek 2 - Wrath of Khan

Yıl 1982, Khan diye bi kötü adam destekçileriyle birlikte bir gezegene hapsedilmiş. Sonra Atılgan ekibinden bazılarını rehin alıp kurtuluyorlar ordan. Amaçları intikam tabi ki de. TV filmi tadına. Zaten intikam istemlerinin sebebi büyük ihtimalle diziye bağlı. Pek de keyif alarak izlemedim.

Star Trek: The Motion Picture

İlk film, kült bence. Dünyaya doğru gelen dev bir nebula tarafından saklanan yapay bir gezegeni inceleme görevi verilir Atılgan'a. Bir on dakka boyunca Atılgan'ı değişik açılardan keyifle izleriz. Uzay görüntüsünü aktarabilmenin sevinci ile hiç aceleye getirmeden sindire sindire çekmişler bu sahneleri. Nihayetinde 50-60lı yıllarda uzaya yollanan sondaj uydusu Discover bir makine toplumu tarafından güçlendirilip geriye yollanmış. Ve bu yapay zeka yaratıcısını aramaktadır, bir çocuk saflığıyla. Dikkatinizi çekerim yıl 1979. Biz bu konulara 2000'lerde tav oluyorduk!

Starsky&Hutch

Komedi dans ikilisi gibi bir şeydi sanırım. Komedi filmlerini hatırlamamak gibi bir özelliğim var. Keyifle izleyip izlemediğimi bırakın sonunu getirip getirmediğimi bile hatırlamıyorum. Bu sağlıklı bir şeye işaret etmiyor sanırsam.

Mutant Chronicles

Keyif demişken işte bu! Zihnini yorma. Abidik gubidik bir gelecekte insanlar savaşa tutuşmuşken yer altından bir zombi ordusu uyanır. İnsanlığın ağzına zıçar. Bir ekip oluşturulur, zombilerin beynine yolculuğa çıkarlar. Aksiyon aksiyon aksiyon beybi.

The Hangover

Bir diğer komedi filmi. Las Vegas'a bekarlığa veda partisine giden arkadaşlar sabah uyandıklarında odada bir bebek, kaplan ve aralarından birini kayıp bir şekilde bulurlar. Hatırladıkları ise koca bir hiç. Komedi filmlerinde gözardı edilen ilginç ve dikkati üst seviyede tutacak hikaye örgüsünü güçlü tutarak izlemesi keyifli bir 96 dakika sunuyor yönetmen.

District 9

Metin de koca koca gedikler olsa da (uzay gemileri olan bir medeniyeti düşüşü?, neden uzay gemisini Abd parçalayıp teknolojisini sömürmemiş?, neden uzaylılar bu kadar zavallı?) düşük bütçesi ile görüntü anlamında çok güçlü ve keyifli bir seyir sunan film ilginç konusuyla da bizi düşüncelere sevk ediyor. Dünyaya bir grup böcekimsi uzaylı mülteci olarak gelseydi ve onlara Güney Afrika'nın siyahi vatandaşları bile ırkçılıkla yaklaşsaydı ne olurdu. Yalnız film bu böceklerin yaşamına kesiti onlardan birinin üzerinden değil, kaza eseri Kafkaesk bir şekilde dönüşüm geçiren bir insan, ama gayet sıradan ve salak bir insan, üzerinden anlatıyor. Demek ki sinema sektörü o kadar da ileri gitmemiş.

Paranormal Activity

Sürekli gerilim havası ve minimal çekim tekniği ile göz dolduran film bütün korku filmlerin klişelerini kullanması ve saçma sapan işaretlere bizi yönlendirmesi ile seyir keyfimizi bozuyor. Türk bir yönetmen ya da senarist'in elinden çıkmasıyla gurur duyduğumuz maliyetinin kat kat üzerinde para kazandıran filmde baş rol oynayan erkek çocuğunu çatır çatır kesmek isteyen yüzbinler arasında olmanın da sevincini taşımaktayım efendim. Moron..

Grave of the Fireflies


Efsane kült bir savaş karşıtı anime. Bilerek duygulara oynayan film bize düşma felan göstermiyor. İkinci Dünya Savaşında şehirleri bombalana ve savaşı kaybetmeye başlamış Japonya'da ailesini kaybeden abi-kızkardeş açlıkla mücadele ederek hayatta kalmaya çalışıyorlar. Ağladım mı? Hayır, sadece gözüme bir şey kaçtı , üç dört kerecik. Dolayısıyla keyifli bir seyir olaağını zannetmiyorum, ama yüzde doksan ağlayacağınız için içinize ferahlık dolacak.

The Party

Komedi filmlerinin efsanevi filmi. Başrolünü sakar bir Hintli rolünde Peter Sellers oynuyor. Bu tarz komediye hiç gelemiyorum ama bir süre sonra partinin mantık ötesi çılgın bir seviyeye sürüklenmesini görmek oldukça keyifliydi.

Avatar

Evet şirinler köylerini Gargamele karşı koruyorlar. Dünyaya Orman Denir desem Ursula LeGuin desem. İzlediğim boyut iki olsa bile bu aldığım keyiften pek de bir şey götürmedi. Ancak yine dikkatinizi çekerim, kahraman yaratıklaşan bir insan. Antropolojik bir şey bu, kökleri misyonerliğe bile dayalı olabilir. Film iyiydi ya, klişelerden bile pişman olmadım. Ne iyisi be Süper ötesiydi.

Ulak

Olduğundan çok daha fazlasını vaat eden bir film. Yine de bu kadar egzotik bir konuyu işlemesi ile takdiri hak ediyor Çağan Irmak. Fakat sanat danışmanına bir kaç kelamım var. O köy varya o köy Anadoludan ziyade Meksika köyüne benziyordu. Uzun lafın kısası keyifli bir seyir için tavsiye edebilirim herkese.

(500) Days of Summer

Moderen romantik komedi izlemesi keyifli dakikalar sunsa da sonuçta ortaya süper şık ve kendi modasını oluşturmuş kıyafetli gençleri görmenin dışında somut bir şeyler sergilemiyor. Belki de tür meselesi.

Recep İvedik 2

Bu da bizim moderen komedimimiz. Allah bizi kahretmesin, araya reklamlar girince hepsini izleyemedim ama bu birleşik parodiler kümesinden nefret ettiğimi söylemek güç. Burnu havada entellektüelizme Son! Biz buyuz kardeşim, bak keyfine.
Eski Olacak O Kadar'ın da hastasıyız vesselam.

Trainspotting

90'lar, İngiltere, Müzik daha ne isteyeyim ki
Kafayı bulmuş keyifleri keyif uyuşturucu müptelalarına özenmek mi? Aman kalsın. Bu arada Sonisphere'nin biletlerini tüketen hayvanlara (alınamasın kimseler, koala, panda gibi düşünün). Yuh diyorum size, ohaa çüşş

Terminator Salvation

Serilerde konu olarak öncellerin sonra çekilmesine kıl oluyorum. Zaten dizisinin de çıkmasıyla birlikte konusunun hak getire bir hale bürünmesi neticesinde bu filmi sinemada izlemeyi düşünmedim bile. Yine de keyifli bir izleme amacıyla devreye soktukları yeni karakter ve olmaz sa olmaz full ekşını başarılı buldum. Oyunculuk, kalieli senaryo felan, yaw de git başkasının başına ekşi kardeşim..
Sherlock Holmes tüm kaliteli oyunculuğu ve müthiş atmosferine rağmen yarıda bırakıp çıktığım bir film oldu. Biraz da salonun azizliğine uğradık. Ayrıca yine yarım yamalak izleyebildiğim sürüsüne bereket film içinde yerli filmlerden ikisi Umut ile ismini hatırlamadığım ama bir gencin kumpasa getirilip intihar komandosu olması yönünde beyninin yıkanmasının konu edildiği film oldukça dikkat çekiciydi.
Farkındaysanız bir kelimeyi her kısımda kullandım. Bunu bana söyleyen ilk yüzyirmiüç kişiye iyi dileklerimi sunacağım, heh he

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder